Ülkeleri Tanıyalım III
Ülkeleri tanıyalım konusunun son bölümü olan ülkeleri tanıyalım III bölümünde Güney Afrika Cumhuriyeti ve Çin Halk Cumhuriyeti ile birlikte ülkelerin gelişmişlik düzeyleri ile ilgili temel esasları göreceğiz.
Güney Afrika Cumhuriyeti
Güney Afrika Cumhuriyeti, Afrika Kıtası’nın güneyinde yer alır. Üç tarafı okyanuslarla çevrili olan ülkenin batısında Namibya, kuzeyinde Botswana ve Zimbabwe, kuzeydoğusunda Mozambik yer alır. Ülke Cap, Natal, Transal ve Oranj eyaletlerinin birleşmesiyle oluşmuş federal bir devlettir.
Ülkenin Yüzey Şekilleri
Afrika'nın en güneyinde bulunan ülkede birçok yüzey şekli bulunmaktadır.
Ülkedeki Dağlar, Ovalar ve Platolar
Ülkenin doğu ve güney kıyıları boyunca Drakens Dağları uzanmaktadır. İç platoların etrafını çevreleyen bu dağların yükseltisi yer yer 3000 metreyi bulmaktadır, iç kesimlerde kenarları dik vadilerle yarılmış platolar yer alır. Bu platolar Yukarı, Orta ve Kurak Veld platolarıyla anılır. Bu platoların kuzeybatısında ise Kalahari Çölü'nün uzantısı ile Karroo Platosu yer alır. Ülkenin Atlas ve Hint okyanusları kıyılarında bir şerit halinde uzanan ovalar, nüfusun en fazla olduğu alanlardır.
Ülkedeki Akarsu ve Göller
Güney Afrika Cumhuriyeti’nin en önemli ırmağı Drakens Dağları’ndan kaynağını alarak batıda Namibya sınırında Atlas Okyanusu'na dökülen Orange Irmağadır. Limpopo diğer önemli akarsuyudur.
Ülkenin İklimi ve Bitki Örtüsü
Ülkede çeşitli iklim tipleri görülür. Doğu ve güneydoğu kıyıları boyunca tropikal iklim özellikleri hakimdir. İç bölgelerde ise yarı tropikal iklim görülür. Kap Bölgesi’nde Akdeniz iklimi, kuzeybatıdaki Kalahari’de çöl iklimi görülür. Ülkenin doğu ve güneydoğu kıyılarında Mozambik sıcak su akıntısının etkisiyle ılıman bir iklim hakimdir. Ülkedeki bitki örtüsü, iklim ve özellikle yağış miktarı ile uygunluk gösterir. Ormanlar toprakların ancak % 5’ini oluşturur. Ülkenin Ümit Burnu civarında makiler, iç kesimlerde bozkırlar, çöl alanlarında kurakçıl otlar, kuzeydoğuda ise savanlar yer alır.
Güney Afrika Cumhuriyeti'nde Nüfus ve Yerleşme
Farklı etnik gruplardan oluşan ülke, Afrika’nın en kalabalık ülkelerindendir. Nüfusun büyük bir kesimini zenciler oluşturur. Hollandalılar, Almanlar ve Fransızlar doğal kaynaklara sahip olmak için 1488 yılından itibaren Güney Afrika topraklarına yerleşmişlerdir. 1800’lerin sonunda İngilizler, elmas ve altın madenlerinin bulunması üzerine ülkeye gelmeye başlamıştır. Yerli halklarla İngilizler arasında yaşanan savaşlardan sonra 1910 yılında İngiltere’ye bağlı Güney Afrika Birliği ortaya çıkmıştır. Bu birlikte egemenlik Avrupalı beyazların elinde olmuştur. Ülke 1960 yılında Güney Afrika Cumhuriyeti adını almıştır. 1991 yılına kadar zencilere ırk ayrımı yapılmış, oy hakkı verilmemiştir. 1991 yılında yapılan yasal düzenlemeyle ırk ayrımına son verilmiştir.
Ülkede nüfusun büyük bölümü güney ve doğu kıyılar ile zengin maden yataklarının bulunduğu Johannesburg kıyılarında toplanmıştır.
Ülkenin Tarım ve Hayvancılığı
Tarım gelirinin ülke geliri içindeki payı sürekli azalsa da ülke ekonomisi için büyük önem taşımaktadır, ihracatın yaklaşık 1/3’ü tarımsal ürünlerden sağlanır. Tarım yapılabilecek alanlar ülke topraklarının büyük bir bölümünü oluşturur. Ancak, sulama problemi nedeniyle tarımsal üretim yetersizdir. Ekilen alanların yarısında mısır tarımı yapılır. Diğer başlıca ürünleri buğday, yer fıstığı, şeker kamışı ve ayçiçeğidir. Ülkenin kurak geçen iç kesimlerdeki otlaklarda başta koyun olmak üzere tiftik keçisi yetiştirilmektedir. Ülkenin kuzeydoğusunda savanların yaygın olduğu arazilerde ve doğu kıyılarında sığır yetiştiriciliği öne çıkmaktadır. Balıkçılık ülkenin Atlas Okyanusu kıyılarında yaygın olarak yapılmaktadır. Yakalanan balıkların büyük bölümü ihraç edilmektedir.
Güney Afrika Cumhuriyeti Sanayisi
Güney Afrika Cumhuriyeti Afrika Kıtası'nın en gelişmiş ekonomisine sahiptir. Ülkede yabancı yatırımcıların sayısı çok fazladır. Ekonomik faaliyetler büyük ölçüde değerli metal ve madenlere, tarım ürünlerine dayanmaktadır. Güney Afrika Cumhuriyeti, değerli madenler bakımından Dünya’nın en zengin ülkelerinden biridir. Dünya’nın en büyük altın üreticilerinden biridir. Burada meydana gelebilecek bir üretim aksaklığı uluslararası piyasaları olumsuz etkilemektedir.
Güney Afrika Cumhuriyeti’nin ihraç ürünleri içinde platin, altın, elmas gibi değerli madenler önemli bir yer tutar. Son yıllarda altın ve elmasın yerini platin almıştır. Altın dışındaki ihraç ürünlerinin % 30’u ham ve işlenmiş tarım ürünlerinden oluşmaktadır. Güney Afrika Cumhuriyeti, Afrika Kıtası'nın tek kâğıt ve selüloz üreticisidir.
Ülkede kömür önemli bir enerji kaynağıdır. Enerji ihtiyacının yaklaşık % 72'si kömürden karşılanmaktadır. Kömür aynı zamanda önemli bir ihraç ürünüdür.
Güney Afrika Cumhuriyeti sahip olduğu değerli madenlerin ve doğal kaynakların sağladığı ekonomik gelişmeyle Afrika Kıtası'nda kurulan bölgesel birliklerde önemli bir ülke konumuna gelmiştir.
Madenler | Dünya rezervleri içindeki payı (%) |
---|---|
Manganez | 83 |
Platin | 66 |
Krom | 54 |
Altın | 40 |
Pırlanta | 24 |
Uranyum | 12 |
Titanyum | 11 |
Kömür | 9 |
Ülkedeki Ulaşım
Güney Afrika Cumhuriyeti çok gelişmiş bir ulaşım ağına sahiptir. Afrika Kıtası’nın en uzun otoyol ağına sahip olan ülkede, kara yolu ulaşımı büyük önem taşır. Ülke aynı zamanda Afrika Kıtası’nın en uzun demir yolu ağına sahiptir. Hava yolu ulaşımı gelişme göstermekte olup, deniz yolu ulaşımı özellikle ticaret açısından önemlidir.
Ülkenin dış ticareti dengededir. Çok az olan dış ticaret açığı son yıllarda artan turizm gelirleriyle kapatılır. Dış ticaretinin büyük bölümünü Avrupa ve diğer Afrika ülkeleriyle yapar.
Çin Halk Cumhuriyeti
Dünyanın en kalabalık ülkesidir. Ekonomik olarak da çok hızlı büyümektedir. Geleceğin en büyük dünya güçlerinden biri olarak görülmektedir.
Çin'in Coğrafi Konumu
Çin Halk Cumhuriyeti, Asya Kıtası’nın doğusunda yer alır. Yüz ölçüm bakımından Dünya'nın en büyük ülkelerinden birisidir. Doğusunda Büyük Okyanus kenarında yer alan Çin Denizi ve Kore ile çevrilidir. Kuzeyde Rusya ve Moğolistan, batıda Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Afganistan ve Pakistan, güneyde Hindistan, Bhutan, Nepal, Laos, Vietnam ve Birmanya kuzeydoğuda ise Kuzey Kore ile komşudur.
Çin Halk Cumhuriyeti, coğrafi açıdan dört bölgeye ayrılır. Bunlar; Doğu Türkistan (Sinciang), Tibet Platosu, Kuzey Çin ve Güney Çin’dir.
Çin'deki Yüzey Şekilleri
Ülke yüzey şekilleri bakımından çeşitlilik gösterir. Doğu Çin genel olarak geniş ovalar, lös ile kaplı sahalar ve çevresi alçak tepelerle çevrili havzalardan oluşur. Batı Çin ise genel olarak yüksek dağlar ile bunların oluşturduğu Tibet Platosu ve bu dağlar arasında kalan çöküntü havzalarından oluşmuştur.
Ülkedeki Dağlar, Ovalar ve Platolar
Çin'in batısında Dünya’nın en yüksek dağ sıraları yer alır. Dağlar genellikle doğu batı yönünde uzanır. Kuzeybatıda ortalama yüksekliği 3000 metreyi aşan Altay Dağları ve güneyde daha yüksek olan Tanrı Dağları ile Tibet Platosu’nun kuzeyinde Karanlık Dağlan uzanır. Güneye doğru ise Dünya’nın en yüksek dağını oluşturan Himalaya Dağları'na geçilir. Dağlar arasında geniş havzalar yer alır. Batıda Tanrı Dağlan, Çungarya ve Tarım havzalarını birbirinden ayırır. Tibet Platosu'nun kuzeyinde Altın Dağları ile Karanlık Dağları yer alır.
Çin’in güneybatı ve orta kesiminde, yükseltisi fazla olan Tibet Platosu, kuzeybatısında Şensi ve Şansi platoları bulunur. Çin'in doğu kesimlerinde genel olarak geniş ovalar yer almaktadır. Bu ovaların başlıcaları; Sarı Deniz'in kuzeyinde Mançurya Ovası, batısında Kuzey Çin Ovası, güneyinde Mavi Irmak’ın getirdiği alüvyonlarla oluşmuş Yankçe Ovası yer alır. Mançurya ve Yankçe ovalan hem tarımsal faaliyetlerin hem de sanayi ve ulaşımın geliştiği alanlardır. Ovaların, Çin’in toplam yüz ölçümü içindeki payı %18 iken platoların kapladığı alan % 30 kadardır.
Çin Halk Cumhuriyeti'ndeki Akarsu ve Göller
Çin’de çok fazla ırmak vardır. Bunlardan Yang-çe (Maviırmak) Çin’in en uzun akarsuyudur. Bir kısmı ulaşıma elverişli olan bu ırmak üzerinde taşkınlardan korunmak için çok sayıda baraj kurulmuştur. İkinci büyük akarsuyu Huang-ho (Sarıırmak)'dur. Bu akarsu üzerinde de sulama ve enerji üretimi amaçlı çok sayıda baraj kurulmuştur. Bu akarsular Büyük Okyanus’a dökülür. Bunların dışında Güney Çin Denizi’ne dökülen Mekong ve Altın Dağları’ndan doğup Tarım Havzası'ndan geçen Tarım Nehri yer alır. Ülkede çok sayıda göl bulunmasına rağmen, büyük yüz ölçüme sahip göllere rastlanmaz. Önemli gölleri Donding, Poyang ve Bosien gölleridir.
Ülkenin İklimi ve Bitki Örtüsü
Yüzey şekillerinin çeşitliliğine bağlı olarak çeşitli iklim tipleri görülür. Ülkenin kuzey, batı ve kuzeybatısında karasal iklim özellikleri, güney, doğu ve güneydoğusunda muson ikilimi görülür. Doğu Türkistan'da yarı kurak step iklimi ile çöl iklimi görülür. Yıllık sıcaklık ve yağış ortalaması genel olarak güneydoğudan kuzeybatıya doğru azalma gösterir. Örneğin güneydoğu kıyılarında yıllık yağış miktarı 2000 mm’yi geçerken, Tarım ve Çungarya havzalarında 100 mm'nin altına düşer.
Çin’de bitki örtüsü yüzey şekillerinin çeşitliliği ve toprakların genişliğiyle orantılı olarak çok zengindir. Ülke topraklarının % 13'ü ormanlarla kaplıdır. Çin’in doğusunda ormanlar, batısında ise stepler ve çöl bitkileri yaygındır. Bazı bölgelerde tropikal ormanlara rastlanır.
Çin'de Nüfus ve Yerleşme
Çin uygarlığı, 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. 1949 yılından itibaren günümüze kadar olan dönemde sosyalist bir idare tarzı ile yönetilen ülkenin başkenti Pekin’in nüfusu 6,8 milyondur. Pekin kültür, ekonomi ve ulaşım merkezidir. En büyük sanayi ve ticaret şehri ise Şanghay’dır. Şanghay’ın nüfusu yaklaşık 7,3 milyondur. Çin’in toplam nüfusu yaklaşık 1,3 milyardır. Ancak nüfus ülke geneline düzenli dağılmamıştır. Ülke nüfusunun % 80’i ülke yüz ölçümünün % 20’lik bir bölümüne toplanmıştır. Çin’in bazı bölgelerinde nüfus yoğunluğu bu yüzden 1000 kişi / km2 yi geçer.
Hong Kong, Çin'in güney kıyısında bulunan, 1 Temmuz 1997 tarihine kadar İngiliz Krallığı'na bağlı sömürge ve adalar grubuyken, bu tarihten itibaren Çin Halk Cumhuriyeti’ne bağlı özel yönetim bölgesi olmuştur. Hong Kong, Asya’nın en büyük serbest pazarı ve limanı, en işlek ticaret, endüstri ve turizm merkezidir. Nüfus yoğunluğu bakımından km2 ye 3500 kişi ile Dünya’da 1. sırayı alır. Hong Kong’da tropikal muson iklimi hakimdir.
Çin'de nüfus artış hızını düşürmeye yönelik sıkı politikalar izlenmektedir. Bunlardan tek çocuk sahibi aileleri destekleme en dikkat çekici olanlarıdır. Nüfusun az bir bölümü şehirlerde yaşayan ülkede, büyük şehirler doğu ve güney bölgelerinde toplanmıştır. Başlıca önemli şehirleri başkenti Pekin ile Şanghay, Tieçin, Şınyang, Nankin ve Sian’dır. Çin nüfusunun yaklaşık % 20’si şehirlerde, geri kalanı kırsal kesimlerde yaşar. Kırsal kesimde dağlık alanlar dışında çoğu kez toplu köy yerleşmeleri görülür.
Çin'de Tarım ve Hayvancılık
Halkın geçimini sağladığı en önemli ekonomik faaliyet tarımdır. Tarım alanları daha çok ülkenin doğusunda toplanmıştır. Sarıırmak ve Maviırmak çevresinde yılda iki ürün alınabilmektedir. En önemli tarım ürünü pirinçtir. Pamuk, mısır, çay, şeker kamışı, buğday, şeker pancarı ve çeşitli sebzeler diğer yetiştirilen ürünlerdendir. Tarımda üretimi artırmak için yapılan bütün çalışmalara rağmen, hızla artan nüfusun ihtiyaçları karşılanamamakta, açık ithalatla kapatılmaktadır.
Güney Çin’de ipek böcekçiliği önemli bir gelir kaynağıdır. Çin’de hayvancılık faaliyetleri büyük ölçüde çiftliklerde yapılır. Koyun, sığır ve domuz yetiştirilir. Dünya’nın en büyük balık üreticisi olan Çin, üretiminin tamamını ülke ihtiyaçları için kullanır.
Çin Sanayisi
Çin, sahip olduğu önemli doğal kaynaklan ve nüfusu ile gelişmekte olan ülkeler arasında önemli bir güçtür. Son yıllarda sanayi alanında büyük gelişmeler kaydeden ülke pamuk ve ipekli dokuma sanayi, demir çelik sanayi, silah sanayi ile makine imalatında büyük ilerlemeler kaydetmiştir. Bu nedenle Çin'in enerji tüketimi ve ihtiyacı son yıllarda büyük artış göstermiştir.
Madencilik Çin'de önemli bir ekonomik faaliyettir. Ülke maden yatakları açısından oldukça zengindir. Çin'de en fazla çıkarılan madenler kömür ve petroldür. Çin petrol ve petrol ürünü ihracatı yapar. Ülke aynı zamanda Amerika ve Rusya'dan sonra elektrik üretiminde üçüncü sıradadır.
Çin önceleri sadece SSCB ve diğer sosyalist bloğu ülkelerle olan dış ticaretini son yıllarda bütün Dünya ülkeleriyle yaparak büyük bir gelişme göstermiştir. Bu bakımdan ekonomistler tarafından Çin’in yakın bir gelecekte çok büyük bir ekonomik güç olacağı tahmin edilmektedir.
Çin son yıllarda Fransa ve İngiltere’yi geçerek Dünya’nın en güçlü ekonomik güçlerinden biri olmuştur. Japonya’yı da geride bırakarak Dünya’nın en fazla döviz rezervine sahip ülkesi konumuna gelmiştir. Çin’in bu ekonomik yükselişinde değişik etkenler söz konusudur. Bunların başlıcaları şunlardır:
- Yabancı yatırımcılara büyük kolaylıklar sağlanması
- Devletin ekonomik kalkınma bölgesi, teknolojik kalkınma bölgesi, sanayi parkları ve serbest bölge kurulmasına öncülük ederek, bu bölgelerden alınan gelir vergisinin azaltılması veya kaldırılması
- Ucuz iş gücü nedeniyle Dünya'nın ekonomik bakımdan büyük şirketlerinin üretimlerini Çin'e kaydırması
- Yolsuzluk, kaçakçılık ve dolandırıcılıkla mücadelelerin artırılması ve bu suçlara ağır cezaların uygulanması
- Alt yapı hizmetlerini geliştirmesi. Örneğin bu çerçevede devlet her yıl kara yollarına 65 milyar dolar yatırım yapmaktadır.
- Gümrük vergilerini kademeli olarak azaltması, bunun sonucu Çinlilerin teknoloji transferi yapabilmelerine olanak sağlanması. Çinlilerin ithal mallarını örnek alıp, kendi üretimlerini geliştirmeleri.
- Hükumetin Ar-Ge çalışmalarını artırarak, daha ucuz, kaliteli, verimli ve daha özgün malların üretimine öncülük etmesi.
Çin'de Ulaşım
Çin'de ulaşım ağı son yıllarda büyük gelişme göstermiştir. Uzunluğu 700 000 km’yi bulan birinci sınıf kara yoluna sahiptir. Buna karşılık demir yolları sınırlı bir düzeydedir. Çin'in sanayileşmesinde kara yollarına yaptığı yatırımların önemi fazladır. Kara yolu ve demir yolu şebekesi ülkenin doğu kesimlerinde yoğunlaşmıştır.
Çin, 5 yılda dış ticaret hacmini 3 kat artırıp 1,7 trilyon dolara çıkarmıştır. Gayri Safi Millî Hâsılası’nı her yıl % 10 artırarak ABD, Japonya ve Almanya’dan sonra Dünya'nın 4. büyük ekonomik gücü olmuştur. Teknoloji ürünlerinin dış satımdaki payı son 8 yılda % 11 'den % 27’ye çıkmıştır. Her yıl Ar-Ge çalışmalarına ayırdığı payı 30,5 milyar dolara çıkarmıştır.
Çin Turizmi
Çin’in son dönemde ekonomide sağladığı büyük başarıya paralel olarak turizm sektörü de hızlı bir gelişim göstermektedir. Şu anda Çin’de gezilecek turistik ören yeri sayısı gittikçe artarken, altyapı hizmetleri de iyileştirilmektedir. Bunun doğal bir sonucu olarak, Çin'e seyahat eden yabancıların sayısı da günden güne artmaktadır. Dünyaca ünlü Çin Şeddi, en fazla ziyaret edilen yerler arasındadır.
Çin, her yıl ithal ve ihraç ürünleri fuarı düzenleyerek çok sayıda iş adamını ağırlamaktadır. Bu tür organizasyonlar ülkenin turizmini geliştirdiği gibi aynı zamanda dış ticaret hacmini de artırmaktadır.
Ülkeler Neden Farklı Gelişmişlerdir?
Ülkelerin gelişmişlik düzeyleri farklı şekillerde ölçülebilir. Gelişmişlik seviyesini tek bir ölçütle belirtmek güçtür. Çünkü ülkelerin ekonomik, sosyal ve siyasal yapıları farklılık gösterir. Gelişmişlik seviyesini belirleyen en önemli ölçüt kişi başına düşen millî gelirdir. Bunun yanında sağlık, eğitim, yerleşme, nüfus gibi bir takım göstergeler de ölçüt olarak kullanılabilmektedir. Örneğin ülkelerin okullaşma oranları, doktor başına düşen kişi sayısı, öğretmen başına düşen öğrenci sayısı gibi veriler ölçüt olarak kullanılabilmektedir. Birleşmiş Milletlerin bu konuda kullandığı en geçerli ölçüt insani gelişim endeksidir.
İnsani gelişme endeksi, her ülkedeki yaşam uzunluğu, okuryazar oranı, eğitim ve yaşam düzeyi doğrultusundan hazırlanan bir ölçümdür. İnsanların düzgün yaşaması, özellikle çocuk hakları için bir ölçüt teşkil eder. Bir ülkenin gelişmiş, gelişmekte olan ya da gelişmemiş bir ülke olduğu bu endekse bakılarak anlaşılabilir. Bu endeks Birleşmiş Milletler tarafından her yıl hazırlanır.
1970’li yıllarda ülkelerdeki kalkınma ve gelişme, büyük oranda ulusal gelirdeki artışla eşdeğer görülmekteydi. Kalkınmadaki temel amaç, üretim ve istihdam yapısında sanayi ve hizmet sektöründe çalışanların sayısını artırmak olmuştur. Bu amaca uygun olarak ülkenin gelişmişlik seviyesinin en iyi göstergesi olarak kişi başına düşen millî gelir kullanılmıştır. 1970’li yıllardan sonra gelişmişlik ölçütlerinin sadece ekonomik olarak değil insani, sosyal ve çevresel boyutlarıyla da tanımlanması gerektiğini savunan yaklaşımlar ortaya çıkmıştır. Ayrıca ekonomik büyüme kavramının içine yoksulluk, işsizlik, gelir dağılımı ve bölgesel dengesizlik gibi unsurlar da eklenmiştir.
Ekonomik açıdan kalkınmış olan birçok ülkede sosyal sorunların ortaya çıkması, ekonomik kalkınma ile insani gelişme arasındaki ilişkilerin önemini ortaya çıkarmıştır. Bu doğrultuda Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı tarafından, ülkelerin sosyoekonomik gelişmişlik düzeylerinin ortaya konulduğu İnsani Gelişme Göstergesi oluşturulmuştur.
İnsani Gelişme Göstergesi başlıca üç temel ölçütü ön plana çıkarmaktadır. Bunlar:
- Uzun ve sağlıklı yaşam; ölçümü ortalama yaşam süresine göre yapılır.
- Bilgi düzeyi; okuryazar oranı (2/3'ü) ve ilkokul, lise ve üniversite kayıtları yüzdesi (1/3'ü) ile yapılır.
- Ölçünlü (standart) yaşam düzeyi; ölçümü kişi başına düşen gelir ve alım gücünün Amerikan Doları'ndan hesaplanmasıyla yapılır.
Birleşmiş Milletler'in hazırladığı insani gelişim raporuna göre bazı gelişmiş ülkeler insani gelişim konusunda daha fazla gelişim gösterirken gelişmekte olan ülkeler de bu açıdan gerileme içerisindedir. Gelişmemiş veya geri kalmış ülkelerin büyük bir kısmı Afrika Kıtasında bulunmaktadır.
- Ekosistem ve Madde Döngüsü
- İnsan ve Doğa Etkileşimi
- Nüfusun Gelişimi, Dağılışı ve Nitelikleri
- Göçlerin Neden ve Sonuçları
- Ekonomik Faaliyetlerin Ortaya Çıkışı ve Gelişimi
- İlk Uygarlıklar, Şehirlerin Fonksiyonları ve Nüfus Politikaları
- Göç ve Şehirleşmenin Ekonomiyle İlişkisi
- Kıtaların Keşfi ve Küçülen Dünya
- Ülkeler Arası Etkileşim
- Ülkeleri Tanıyalım I
- Ülkeleri Tanıyalım II
- Ülkeleri Tanıyalım III
- Küreselleşmenin Etkileri
- Doğal Afetler ve Etkileri
- Doğal Kaynaklar ve Çevre
- Doğal Kaynakların Kullanımının Küresel Etkileri