Göç ve Şehirleşmenin Ekonomiyle İlişkisi
Ulaşım olanaklarının gelişmesiyle kolaylaşan ve artan göç ekonomiye doğrudan etki etmektedir. Ayrıca 20 yüzyıldan bu yana yoğun bir şekilde sürekli artan şehirleşme de ekonomik uğraş alanlarının değişmesine neden olmuştur. Göç ve şehirleşmenin ekonomiyle doğrudan bir ilişkisi vardır.
Ekonomik Faaliyetlerin Sosyokültürel Etkileri
Yeryüzünde coğrafi özelliklerin farklılık göstermesi, ekonomik faaliyetlerin çeşitlilik göstermesine neden olmuştur. Ekonomik faaliyetlerin türü de insanların yaşam tarzı ve kültürleri üzerinde belirleyici olmuştur. İnsanlığın ilk yıllarından günümüze kadar insan çeşitli ihtiyaçlarını karşılamak için farklı ekonomik etkinliklerde bulunmuştur. Bu etkinlikler dönemlere göre değişme göstermiştir.
İnsanoğlu başlangıçta avcılık ve toplayıcılıkla geçinirken zamanla tarım, hayvancılık, ticaret, sanayi ve turizm gibi ekonomik faaliyetlerle uğraşmaya başlamıştır. Bu değişimler insanların yaşam tarzını ve kültürlerini de etkilemiştir. Örneğin, tarımın egemen olduğu dönemlerde kalabalık nüfuslu aileler yaygındı. İnsanlar arasındaki ilişkiler de buna göre şekilleniyordu.
Sanayi Devrimi sonrasında makine kullanımının ön plana çıkması ve şehir kültürünün oluşması kalabalık aile yapısını yavaş yavaş değiştirmiştir. Şehir yaşantısında ailelerdeki birey sayısı azalmıştır. Şehirlerde yaşamaya başlayan insanların yaşam tarzları ve kültürleri değişmeye başlamıştır.
Farklı ekonomik faaliyetlerin yapıldığı bölge ve şehirlerde yaşayan insanların yaşam tarzları ve hayata bakış açıları farklıdır. Örneğin bir turizm şehri ile bir tarım şehrinin insanlarının yaşam biçimleri farklılık gösterir.
Sanayi Devrimi’nden önce küçük bir yerleşim yeri olan bir kasaba, daha sonra sanayinin gelişmesine bağlı olarak büyük bir şehir hâline gelebilir. Bu duruma en güzel örneklerden biri Sanayi Devrimi’nin doğduğu Avrupa Kıtasındaki Ruhr Bölgesi'dir.
Ruhr Bölgesi
Ruhr sanayi bölgesi, Avrupa'da Sanayi Devrimi’nin bütün aşamalarının gerçekleştiği bölgelerden biridir. Almanya'nın Kuzey Ren - Vestfalya eyaletinde bulunan en büyük sanayi bölgesidir. Duisburg, Essen, Bochum, Dortmund bu bölgenin en büyük kentleridir.
Ruhr Bölgesi'nin esas gelir kaynağı yakın bir zamana kadar kömür ve çelik üretiminden sağlanıyordu. Bugün ise bölgenin ekonomik gelişiminde bilişim teknolojisi, lojistik, alternatif enerji kaynaklarının üretimi gibi faaliyetler yer tutmaktadır.
Almanya sanayisi, gelişimini Ruhr ve Saar havzalarındaki kömür yataklarına borçludur. Bölgedeki sanayi faaliyetlerinin temelini oluşturan kömür madeninin çıkarımı 13. yüzyıla kadar dayanmaktadır. Başlangıçta tarımla uğraşan çiftçilerin ek gelir elde etmek için gelişigüzel çıkardıkları kömür üretimi verimsiz ve azdı. Ancak Sanayi Devrimi ile birlikte kömürün demir çelik üretiminde kullanılmaya başlanması bölgedeki kömür üretimini artırmıştır. Bölgenin özellikle kuzeyindeki kömür havzaları başta olmak üzere birçok yerinde kömür ocakları açılmıştır. Bu durum, sanayi ile birlikte madencilik sektörünün de gelişmesini sağlamıştır. Bölgede üretilen demir çeliğin bir bölümü makine ve motor üretiminde kullanılır.
Ruhr Bölgesi, sürekli bir gelişim ve değişim göstermiştir. Tarım faaliyetlerinin yaygın olduğu bu bölge kömürün sanayide yaygın olarak kullanılmaya başlanmasıyla maden çıkarım bölgesine dönüşmüştür. Bölgede maden kömürü üretimi ve demir çelik sanayisinin gelişmeye başlamasıyla nüfus artışı ve dağılışında önemli değişiklikler meydana gelmiştir. Ruhr Bölgesi, Almanya’nın nüfus bakımından en kalabalık yerlerinden biridir. Ruhr Bölgesi’nde iş olanaklarında görülen bu artış zamanla bölgenin yoğun göç almasına neden olmuştur. Böylece bölgede bulunan Düsseldorf, Essen ve Dortmund gibi yerleşmeler, çevrelerindeki köy ve çiftlikleri içlerine alarak Almanya’nın en büyük sanayi şehirleri durumuna gelmişlerdir.
Ruhr Bölgesi’nde nüfus ve yerleşmede görülen değişimler şehirlerin görünümünde de kendini göstermiştir. Bölge bir dönem fabrika bacaları, vinç kuleleri ve yüksek fırınları ile dikkati çekerken son yıllarda köklü bir değişim geçirmiştir. Çevreye duyarlı sanayi teknolojileri sayesinde Avrupa çevre teknolojisinin merkezi hâline gelmiştir. Son on yılda maden ocaklarının büyük bir kısmı kapatılmış ve ağır sanayinin büyük kısmı üretimini Doğu Avrupa’ya kaydırmıştır. Ruhr Bölgesi, birçok alanda kendini geliştirmeyi başarmıştır. Bölgede yer alan Dortmund şehri teknoloji alanında gelişirken Duisburg şehri ise kanal taşımacılığında Dünya’nın önde gelen kentlerinden biri olmuştur.
Günümüzde kentsel dönüşüm projeleri ile Ruhr Bölgesi'ndeki terk edilmiş sanayi alanları yeniden toplumun kullanımına kazandırılmaktadır. Sürekli bir yapısal ve kültürel dönüşümü görünür kılmak, Avrupa'nın en büyük metropolleri arasında yer almayı sağlamak ve Avrupa'daki diğer bölgelere örnek oluşturmak bölgedeki projelerin temel amaçları arasında yer almaktadır.
Bölge için hazırlanan yüzün üzerindeki proje on yedi kenti kapsamaktadır. Bölgede göç kültürünün ve bu kültürün sonuçlarının olumsuzluklarını silmek için birçok uygulama yapılmaktadır. Proje kapsamında demir çelik fabrikası park olarak düzenlenmiş ve eskiden demir çelik üretilen alanlar şimdi sosyal etkinlik ve spor alanı olarak kullanılmaktadır.
Cannes
Cannes, günümüzde tüm Dünya'nın tanıdığı Fransa’nın güneyinde yer alan bir şehirdir. Günümüzdeki şöhretini ilk olarak 1946 yılında düzenlenmeye başlanan film festivaline borçludur. Cannes Film Festivali Avrupa'daki en önemli 3 Film festivalinden biridir. Önceleri küçük bir balıkçı kasabası olan şehir günümüzde yılda 7,5 milyon turist çekmektedir. Yaz aylarında ve film festivalinin yapıldığı dönemlerde nüfusu çok fazla artan şehir kış aylarında sessizliğe bürünmekte ve nüfusu azalmaktadır.
Las Vegas
Gelişimini ve büyümesini turizme borçlu olan şehirlerden biri de Las Vegas'tır. Şehir, ABD’nin Nevada eyaletinde bulunmaktadır. Düz bir ovaya kurulmuş adeta bir çöl şehridir. Şehrin ekonomisinde eğlence turizmi ağır basar. Önceki dönemlerde suç örgütlerinin ve mafya yapılanmalarının yoğun olduğu şehir, günümüzde yakın çevresindeki yerleşmelerle birlikte 1,5 milyona yaklaşan nüfusuyla muhteşem şehir hâline gelmiştir. Şehir, lüks otelleri, eğlence merkezleri ve aktiviteleriyle her zaman turist çekmiştir. Bu yönüyle Dünya’nın en önemli eğlence mekânlarından biridir.
Yıllar | Nüfus |
---|---|
1920 | 2 304 |
1930 | 5 165 |
1940 | 8 422 |
1950 | 24 624 |
1960 | 64 405 |
1970 | 125 787 |
1980 | 164 674 |
1990 | 258 295 |
2000 | 478 434 |
2005 | 545147 |
Las Vegas, kumarhaneleriyle ünlü bir şehir olmasına rağmen ayrıca bir çok teknoloji şirketine de ev sahipliği yapmaktadır. Bazı teknoloji şirketleri burada kurulmaktadır, bazıları ise Las Vegas’a taşınmaktadır. Online oyun sektörüyle ilgili konferanslara ev sahipliği yapan şehir ışıltısı ve lüks otelleriyle de ünlüdür.
Şehirleşme, Göç Ve Sanayileşmenin Toplumlar Üzerindeki Etkileri
Şehirlerin Doğuşu ve Şehirleşme
Tarihi çağlardan günümüze kadar, şehirlerin gelişiminde ve şehirleşmede etkili olan faktörler sürekli değişmiştir. Örneğin İlk Çağ’da şehirleşmede verimli toprakların bulunması etkili olurken, Yeni Çağ'daki şehirleşme faaliyetlerinin hız kazanmasında Sanayi Devrimi etkili olmuştur.
Son yüzyıl içinde teknolojinin gelişmesi, doğal kaynakların keşfi ve işletilmesi, nüfus artışı ve ihtiyaçların artması hızlı şehirleşmeyi beraberinde getirmiştir. Örneğin küçük bir yerleşmede ekonomik faaliyetlerin başlaması zamanla o yerleşmenin büyümesini sağlar. Şehirlerdeki değişimler, o şehirlerin çevreleri için birer cazibe merkezi hâline gelmelerine neden olmaktadır. Şehirleşme, göç ve sanayileşme süreci birbiriyle sıkı bir ilişki içindedir. Sanayileşmenin yaşandığı yerlerde göçe bağlı olarak şehirleşme de hızlanmaktadır.
Şehirlerin büyümelerinde etkili olan en önemli faktör ekonomik faaliyetlerdir. Günümüzdeki büyük şehirlerin bugünkü hâllerini almalarındaki en büyük etken fonksiyonlarıdır. Yani bu şehirlerde sürdürülen ekonomik faaliyetlerdir.
Göç ve Kentleşme İlişkisi
Göç olayları sosyal bir olgudur. Ancak göçler, ekonomik yaşamdan kültürel yaşama kadar hayatın her yönünü etkileyen bir değişimdir. Göç ve kentleşme arasındaki ilişki, kentlerin çekici faktörleri ile kırsal kesimin itici faktörlerinden kaynaklanmaktadır. Göçle gelen değişim gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde farklı şekillerde olmuştur. Gelişmiş ülkelerde modern olanaklar ve yüksek hayat standardı ülke geneline yayılırken, şehirler de altyapı bakımından sağlıklı gelişme göstermiştir.
Gelişmekte olan ülkelerde şehirleşme süreci daha zor şartlarda olmuştur. Bu tür ülkelerde şehirleşme sürecinde görülen başlıca sorunlar; trafik sorunu, gecekondulaşma, fabrikaların şehir merkezinde kalması ve altyapı hizmetlerindeki aksamalardır.
Yeni Çağ’da başlayan Sanayi Devrimi, şehirleşme konusunda önemli gelişmelerin yaşanmasına neden olmuştur. Bilim ve teknolojideki gelişmeler, şehirleri çeşitli mal ve hizmetlerin bulunduğu cazip yerler durumuna getirmiştir. İş ve haberleşme olanaklarının artmasıyla birlikte, kırsal bölgeler şehirlerin birçok özelliğini fark etmiş bunun sonucunda şehirler büyük göç almıştır.
Yoğun göç alan yerlerde göçle beraber kent dokuları- da bozulmaya başlamıştır. Modern şehirlerin etrafında sanayi tesislerinde çalışan işçilerin yaşadığı plansız ve alt yapı hizmetlerinden yoksun yeni yerleşme alanları oluşmaya başlamıştır. Kırsal kesimden kentlere olan göç hareketi, hem mekânsal hem de kültürel açıdan kentten soyutlanmış “getto” adı verilen bölgeleri ortaya çıkarmıştır.
Mexico City
Gelişmekte olan ülkelerdeki göç ve kentleşme arasındaki ilişkiye en güzel örneklerden biri Meksika’nın başkenti Mexico City’dir. Kentin nüfusu 1930’lu yıllarda yaklaşık 1 milyon civarındaydı. 1970’li yıllara gelindiğinde şehrin nüfusu 8 milyona ulaştı. Günümüzde 2000 km2’yi aşkın geniş bir alana yayılan şehrin nüfusu 21 milyonu geçmiştir. Bu nüfus miktarıyla Mexico City Dünya’nın en büyük ve en kirli kentlerinden biri hâline gelmişti. Kentteki yüksek doğum oranının yanı sıra kırsal kesimden ve başka kentlerden göç edenler nüfustaki hızlı artışta rol oynamaktadır.
Başkentte 10 000 km karayolu ve sokak vardır, ama büyük kentin yayılma hızını izleyebilmek için her yıl 1200 km daha yol yapılması gerekmektedir. Kentin sanayileşmiş kuzey tepelerine tırmanan küçük halk tipi evlerin sıralandığı alanlar ve özellikle de kentin doğusunda birden bire ortaya çıkan semtler, günümüz kentinin hem yoksul hem de sefil bir görünümünü sergilemektedir.
Teknolojik Gelişim ve Geleceğin Tasarlanması
Geçmişten Günümüz Dünyasına
Sosyo ekonomik gelişme sürecine baktığımızda toplumların çeşitli aşamalardan geçerek günümüze geldikleri görülmektedir. Bu aşamaların birincisi tarım toplumu, İkincisi sanayi toplumu ve üçüncüsü bilgi toplumu aşamalarıdır. İnsanların yerleşik hayata geçerek toprağı İşlemeleriyle tarım toplumuna geçilmiştir. Tarımsal faaliyetler insanı toprağa ve yerleşik düzene bağlamıştır.
18. yüzyılda gerçekleşen Sanayi Devrimi ile birlikte tarım toplumundan kitlesel üretimin, tüketimin ve eğitimin önemli olduğu sanayi toplumuna geçilmiştir. Daha sonraki dönemde ise kitlesel refahın, bilginin ve nitelikli insanın önem kazandığı bilgi toplumuna geçilmiştir. Günümüzde her alanda hızlı bir değişim ve dönüşüm yaşanmaktadır. Ancak teknoloji alanındaki gelişim ve değişimler diğer alanlara göre daha hızlı seyretmektedir.
Teknolojik Gelişme ve Etkileri
Ekonomik, sosyal, teknolojik, kültürel, politik ve ekolojik açılardan global bütünleşmenin, entegrasyon ve dayanışmanın artmasına küreselleşme denir. Küreselleşmeyi meydana getiren faktörler arasında en belirleyici olanı teknolojidir. Teknoloji, yalnızca teknik alanla ve teknik ürünlerle sınırlı kalmamaktadır.
Teknoloji, başta ekonomi olmak üzere sosyal, kültürel ve siyasal alanları da etkilemektedir. Bu etkiler yalnız belli sınırlar içinde kalmayıp uluslararası boyutlarda yaşanmaktadır. Ülkelerin yapısal değişmesini belirleyen unsurların başında teknolojik gelişme gelir. Teknolojik gelişme, en geniş anlamıyla üretim becerisinde meydana gelen gelişme olarak tanımlanabilir. Teknolojik gelişme ve değişmeler insanların yaşam standardını yükseltmekte ve kolaylaştırmaktadır. Günümüzde ulusların büyük bölümü güçlerini teknolojik üstünlük kurmaya yönelik harcamaktadırlar.
Günümüzde teknolojinin sağladığı başlıca yararlar şunlardır:
- Mal ve hizmetlerin üretimini artırması
- Yeni iş sahalarını oluşturması
- Daha yüksek bir hayat standardı sağlaması
- Mal ve hizmetleri üretmek için gerekli iş miktarını azaltması
Günümüzde teknolojinin verdiği başlıca zararlar şunlardır:
- Çevre sorunlarını oluşturması
- İşsizliğe yol açması
- Doğal kaynakların tüketimini hızlandırması
- Sosyal ve psikolojik sorunlara yol açması
Teknolojik Gelişim ve Değişim
Günümüzde hızla artan teknolojik gelişmeler ve buluşlar insan yaşamını temelden etkilemektedir. Örneğin tarımda kullanılan metotların ve tekniklerin gelişmesi üretimde çok büyük artış sağlamıştır. Tarımsal faaliyetlerde makineleşme, suni gübre kullanımı, tohum ıslahı gibi önceleri yaygın olmayan uygulamalar birim alandan alınan verimi arttırmıştır. Aynı şekilde ulaşım araçlarının gelişmesi insanın ulaşımdaki hızını önemli ölçüde arttırmıştır.
Sanayi toplumunun en önemli özelliklerinden biri makine kullanımının yaygın olması iken, bilgisayar ve bilişim teknolojilerinin kullanımı bilgi toplumunun en belirgin özelliklerinden biri olmuştur. Bilgiyi üreten ve onu iyi kullanan toplumlar diğerlerine göre daha avantajlı konuma gelmişlerdir.
Gelecekte Nüfus ve Yerleşme
Şehirleşme olgusu sanayileşme ile farklı bir gelişme seyri izlemiştir. Bu nedenle şehirleşmeyi sanayi faaliyetlerinden ayrı düşünmek olanaksızdır. Günümüzde Dünya nüfusunun yaklaşık yarısı şehirlerde yaşamaktadır. Bu durum üzerinde sanayileşme faaliyetlerinin şehirlerde toplanması en büyük etkendir. Şehirleşme oranı ülkelerin gelişmişlik düzeylerine göre farklılık göstermektedir.
Gelişmiş ülkelerde şehirleşme oranı % 80'lerin üzerinde iken, gelişmekte olan ülkelerde bu oran daha düşüktür. Güney Amerika’da % 70 civarında olan şehirleşme oranının Afrika Kıtası’nda yakın dönemde % 50'ye ulaşması beklenmektedir. Dünya nüfusunda görülen artış ve kırsal alandan şehirlere doğru göç hareketi gelişmekte olan ülkelerdeki şehirleşme oranını da artırmaktadır.
1960’ta 1 milyar insan şehirlerde yaşarken, 1985’te 2 milyar, 2002’de 3 milyar insan şehirlerde yaşamaya başlamıştır. 2030 yılında ise 5 milyar kişinin şehirlerde yaşayacağı tahmin edilmektedir. Az gelişmiş ülkelerde şehir nüfusuna her yıl 60 milyon kişi eklenmektedir. Bu durum şehir nüfusuna her yıl İngiltere nüfusu kadar insanın eklenmesi demektir.
Dünya genelinde 2020'li yıllarda nüfusu 10 milyonu geçen şehir sayısının 30'u geçmesi beklenmektedir. Bu şehirlerin büyük bir kısmının gelişmekte olan ülkelerde olduğu tahmin edilmektedir.
Geleceğin Ekonomisi
Dünya ekonomisi sürekli olarak değişmektedir. Bu değişimde ülkelerin demografik yapılarının değişmesi, teknolojik yenilikler, uluslararası ticaretin ve mali sistemin serbestleştirilmesi ve yerel reformlar etkili olmaktadır. OECD tarafından 2000’li yılların başlarında geleceğin ekonomisiyle ilgili bir rapor yayınlanmıştır. Bu raporda, Dünya ülkelerinin ekonomilerinin önümüzdeki 25 yıl içinde büyümeleri ve birbirlerinden nasıl etkileneceği ile ilgili bilgiler bulunmaktadır. Bu rapora göre gelecekte beklenen başlıca durumlar şunlardır:
- Doğal kaynakların üretiminde büyük bir artış beklenmemektedir.
- Verimlilikte ve yaşam standardında artış olacaktır.
- Dünya’nın % 4,5’lik büyüme hızı, % 6,7’ye çıkacaktır.
- Ticaretin serbestleştirilmesi, iletişim ve ulaşım maliyetlerinin düşmesi, sermayenin uluslararası alanda hareketliliğinin artması ekonomik kaynakların dışa açılmalarını artıracaktır.
- Dünya ticaret hacmi artacak ve Dünya gayrisafi millî hasılasının % 45'ini oluşturacaktır.
- Tarım ürünleri üretimi artacaktır.
- Dünya’nın tarım ürünleri ihtiyacını karşılamada Çin ve Hindistan gibi ülkelerin payı artacaktır.
- İletişim teknolojisindeki gelişmelerle birlikte ticari örgütlenme artacak, Dünya büyük bir pazar hâline gelecektir.
- Ticari alandaki teknolojik yeniliklere ayak uyduramayan ülkelerde işsizlik ve fakirlik artacaktır.
Küreselleşme hareketleri geleceğin ekonomik yapısını büyük oranda değiştirecektir. İletişim teknolojisinin gelişmesiyle birlikte uluslararası ticaret çok geniş ve karmaşık bir hâl alacaktır. Ülkeler arasında ticari bağlantılar artacak ve Dünya büyük bir köy hâline gelecektir. En iyi malı en ucuz ve en hızlı şekilde tüketicilere ulaştıran ülkeler ve firmalar gelirlerini artırırken, yeni sisteme uyum sağlayamayan şirketler kapanacaktır. Yani ticari alandaki rekabet şimdikine göre daha da artacaktır.
Ekonomik gelişmelere bağlı olarak Dünya genelinde kişi başına düşen millî gelir sürekli artmaktadır. Örneğin 1950 yılında kişi başına düşen millî gelir 1671 dolar iken, 1990 yılında bu rakam 3961 dolara yükselmiştir. Tahminlere göre kişi başına düşen millî gelirin 2050 yılında 9473 dolar olacağı öngörülmektedir.
Günümüzde Dünya genelindeki gelir dağılımındaki dengesizliğin gelecekte de devam edeceği tahmin edilmektedir. Az gelişmiş ülkelerde ve bu ülkelerin yer aldığı kıtalarda kişi başına düşen millî gelir düşük iken, gelişmiş ülkelerin bulunduğu kıtalarda yüksektir. Örneğin gelişmiş ülkelerin bulunduğu Kuzey Amerika ve Avrupa kıtalarında kişi başına düşen millî gelir yüksek iken, Afrika Kıtası'nda çok düşüktür.
Değişim Unsuru | Günümüz Ekonomisi | Geleceğin ekonomisi |
---|---|---|
Sektörel yapı | Tarım ve sanayi ağırlıklı | Hizmet sektörü ağırlıklı |
Üretim ve rekabet alanı | Ulasal | Küresel |
Üretim organizasyonu | Kitsel üretim | Siparişe yönelik üretim |
Büyümeyi etkileyen faktörler | Sermaye, iş gücü | Yenilik ve bilgi |
Gerekli eğitim | Mesleki eğitim | Yaşam boyu eğitim |
Teknolojiyi etkileyen faktörler | Makineleşme | Dijitalleşme |
İş gücünün yapısı | Kalifiye | Bilgi, beceri ve tecrübe sahibi |
- Ekosistem ve Madde Döngüsü
- İnsan ve Doğa Etkileşimi
- Nüfusun Gelişimi, Dağılışı ve Nitelikleri
- Göçlerin Neden ve Sonuçları
- Ekonomik Faaliyetlerin Ortaya Çıkışı ve Gelişimi
- İlk Uygarlıklar, Şehirlerin Fonksiyonları ve Nüfus Politikaları
- Göç ve Şehirleşmenin Ekonomiyle İlişkisi
- Kıtaların Keşfi ve Küçülen Dünya
- Ülkeler Arası Etkileşim
- Ülkeleri Tanıyalım I
- Ülkeleri Tanıyalım II
- Ülkeleri Tanıyalım III
- Küreselleşmenin Etkileri
- Doğal Afetler ve Etkileri
- Doğal Kaynaklar ve Çevre
- Doğal Kaynakların Kullanımının Küresel Etkileri