Türkçe

Sözcükte Anlam

Türkçe testindeki soruların yarıdan fazlası anlam bil­gisiyle ilgilidir. ÖSYM’nin amacı bu sorularla, öğrencinin Türkçeyi kavrama gücünü ölçmektir. Nitekim okuduğunu anlamayan, anladığını kendi sözcükleriyle ifade edeme­yen bir kişinin yönetici, doktor, mühendis, avukat olduğu­nu düşünün; vay halimize! Türkçesi zayıf olduğu hâlde fen ve matematik netleri iyi olduğu için hasbelkader tıp fakültesini kazanıp doktor olmuş birini düşünün. Bu dok­torun başına gelebilecek bir olayı canlandıralım:

Doktorumuz bir hastayı muayene eder, doğru bir teş­his koyar, hastaya: "Bu ilaçtan günaşırı üç tane alacaksı­nız.” der. On gün sonra hastanın karısı iki gözü iki çeşme gelir ve doktoru katillikle suçlar. Neden mi? Doktor “gü­naşırı" sözünü "her gün” anlamıyla kullanmaktadır; oysa hasta bu sözün “iki günde bir” anlamına geldiğini bildiği İçin İki günde bir içmiştir. Teşhis doğrudur fakat tedavi eksik olduğu için hasta ölmüştür.

Unutmayın! Kitap okumuyorsanız, bilmediğiniz söz­ler için sözlük karıştırmıyorsanız, yurttaki ve dünya­daki gelişmelere kafa yormuyorsanız, kısacası söz­cük dağarcığınızı geliştirmek için çaba sarf etmiyor­sanız ne Türkiye’nin en iyi Türkçe öğretmeni ne de en iyi Türkçe kitabı size yardımcı olabilir.

Sözcük Kavram
(Sözcük + Sözcük) Cümle Yargı
(Cümle + Cümle) Paragraf Düşünce veya duygu zinciri

Yukarıdaki şemada görüldüğü gibi sözcükler kav­ramları ifade etmek için kullandığımız bir dil birimidir, öy­leyse kavram nedir?

Kavram: Duyguların, düşüncelerin, nesnelerin, ey­lemlerin zihnimizdeki genel tasarımıdır. Bazı kavramlar herkes için aynı tasarımı çağrıştırırken bazdan çok farklı tasarımlar çağrıştırabilir. Bu ayrıma göre kavramları so­mut ve soyut olmak üzere ikiye ayırabiliriz:

Somut kavramlar: Herkes için aynı tasarımı ifade eden kavramlardır: elma, kitap, gülmek, konuşmak...

Soyut kavramlar: Tasarımları herkes için aynı olma­yan, farklı tasarımları çağrıştıran kavramlardır: aşk, nefret, üzüntü, mutluluk...

Anlam: Sözcüklerin zihnimizde oluşturduğu izlenim­lerdir. Sözcükleri birer bilgisayar komutu gibi düşünebili­riz. O komutları algılayan beynimizin ekranında değişik görüntüler ortaya çıkar; somut kavramların görüntüleri herkes için aynıyken, soyut kavramların görüntüleri fark­lıdır. örneğin "portakal” sözcüğünün görüntüsü herkes için aynıdır: “Turuncu renkli, yuvarlak,ekşimsi,sulu bir meyve.” "Mutluluk” sözcüğünün milyonlarca görüntüsü olabilir: "sevgiliyle buluşma”, "sınav kazanma”, "aileye kavuşma”, "tuttuğunuz takımın şampiyon olması” gibi. İşte bu nedenle bir şairimiz "Sen mutluluğun resmini ya­pabilir misin Abidin?” demiştir.

Dilin, sözcüklerin nasıl ortaya çıktığı hakkında değişik görüşler varsa da bunların hiçbiri ispatlanmamıştır. Bunu bilebilmenin tek yolu zaman makinesine binip o günlere gitmektir. Ama şu bir gerçek ki sözcüklerin serüveniyle insanlığın serüveni paraleldir.

İnsanın dil bilincine ulaştığı anlarda önce kendisine ve yakın çevresine ait kavramları isimlendirdiğini biliyo­ruz. Uygarlık geliştikçe yeni nesnelerin, insan daha fazla düşününce yeni duyguların, düşüncelerin isimlendirilme­si gerekti. Sözcüklerin ortaya çıkışı böyle oldu. Hiç dü­şündünüz mü; vücudumuzun en üşt bölümüne niçin "baş” denmiştir de “kol” denmemiştir? Bunu bilemeyiz; ama toplu iğnenin tepesine, çetenin reisine, bir soğana, dağın en yüksek noktasına niçin baş dendiğini açıklaya­biliriz. İşte bizi ilgilendiren açıklayabildiğimiz bölümdür. Ben buna “sözcüklerin serüveni” diyorum. Sözcükler bu serüvenlerinde değişik yerlerde konaklamıştır. Bu serü­venin biri çıkış noktası olmak üzere dört aşaması vardır:

  1. Temel Anlam
  2. Yan Anlam
  3. Terimsel Anlam
  4. Mecaz Anlam

Bunlardan ilk üçüne gerçek anlam mecaz anlama ise misafir anlam adını verebiliriz.

1. Temel Anlam: Sözcüğün zihnimizde oluşturduğu ilk fotoğraftır.

  • Sözcüğün ilk anlamıdır.
  • En çok kullanılan anlamıdır.
  • Sözcüklerde ilk sırada gösterilebilir.

2. Yan Anlam: Sözcüğün, temel anlama bağlı kala­rak kazandığı yeni anlamlara denir. Genellikle yakınlaştırma anlamında kullanılır.

Yakınlaştırma: Adı olmayan bir varlığa kendisine benzeyen başka bir varlığın adının verilmesidir. Yakınlaştırma iki şekilde yapılabilir. Birincisi organ isimlerinin başka varlıkların, kavramların isimlendirilmesi için kullanılmasıyla, ikinci ise doğadaki varlıkların, insanlara ait bölümlerin isimlendirilmesin kullanılmasıyla yapılır.

Nesne isimlerinin yanı sıra eylemlerin de yan anlamları olabilir. Eylemlerin anlam aşamalarını bulurken eylemin gerçekleşme biçimini gözümüzde canlandırmalıyız. Zihnimizdeki ilk çağrışımın temel anlam olduğunu unutmamalıyız.

3. Terim Anlam: Bir bilim, sanat ya da spor dalında özel kavramları karşılayan sözcüklerdir.

Yorumlar
Sen de Yaz