Arketip Nedir?
Arketip İsviçreli psikiyatr Carl Gustav Jung tarafından, kişiliği açıklamak için ortaya konan kavramlardır biridir. Arketipler Jung'a göre kişilikleri veya davranışları simgeleyen model karakterlerdir. Bu karakterler kişiliği açıklamakla kalmaz aynı zamanda kişiliklere de yön verir.
Edebiyatta genel olarak 12 arketip üzerinde durulsa da Jung'un arketiplerinin temeli dört tanedir. Bu yazıda özellikle bu dört arketip üzerinde duracağız. Böylelikle arketip kavramını örneklerle daha iyi anlayacağız. Esasen psikolojinin bir ürünü olan arketip kavramı edebiyat için de çok önemlidir. Çünkü edebiyatta birçok karakteri modeller üzerinden düşünürüz.
Jung, insan ruhunun üç bileşenden oluştuğuna inanıyordu:
- Ego
- Kişisel bilinçaltı
- Kolektif bilinçaltı
Jung'a göre, ego bilinçli zihni temsil ederken, kişisel bilinçaltı bastırılmış olan hatıraları içerir. Kolektif bilinçaltı, Jung'un psikolojik miras biçimi olarak hizmet ettiğine inandığı önemli bir bileşendir. Kolektif bilinçaltı insan türü olarak paylaştığımız tüm bilgi ve deneyimleri içermektedir.
Jung psikolojisinde, arketipler kolektif bilinçaltının bir parçası olan evrensel kalıpları ve görüntüleri temsil eder. Jung, bu arketipleri içgüdüsel davranış kalıplarını benimseme şeklimizden miras aldığımıza inanmaktadır.
Arketip Türleri
Psikolojide dört temel arketip türleri vardır.
Persona (Maske) Arketipi
Persona, kendimizi dünyaya nasıl sunduğumuzdur. "Persona" kelimesi, "maske" anlamına gelen Latince bir kelimeden türetilmiştir. Bununla birlikte, bu gerçekçi bir maske değildir. Persona, çeşitli gruplar ve durumlar arasında giydiğimiz farklı sosyal maskeleri temsil eder. Ego'yu negatif görüntülerden korumak için hareket eder. Jung'a göre, şahsiyet rüyalarda görünebilir ve farklı şekillerde olabilir.
Gelişim boyunca, çocuklar toplumun beklentileri ve normlarına uymak için belirli şekillerde davranmaları gerektiğini öğrenirler. Persona, sosyal olarak kabul edilemez olarak görülen tüm ilkel dürtüleri ve duyguları içeren bir sosyal maske olarak gelişir. Persona arketip, insanların çevrelerindeki dünyaya uyum sağlamalarına imkan sağlar.
Özetlemek gerekirse insanların girdiği roller persona arketipidir. Ancak, bu arketip ile fazla özdeşleşmek, insanların gerçek kişiliklerinden kopmalarına yol açabilir.
Gölge Arketipi
Gölge, cinsiyet ve yaşam içgüdülerinden oluşan bir arketiptir. Gölge bilinçdışı zihnin bir parçası olarak bulunur ve bastırılmış fikirler, zayıflıklar, arzular, içgüdüler ve eksikliklerden oluşur.
Gölge, kültürel normlara ve beklentilere uyum sağlama girişimlerimizden oluşur. Sadece topluma değil, aynı zamanda kişinin kendi ahlakına ve değerlerine de ters düşen şeyleri içeren bu arketiptir. Kıskançlık, açgözlülük, ön yargı, nefret ve saldırganlık gibi durumlar örnek olarak gösterilebilir.
Bu arketip, çoğunlukla, ruhsallığın, kaosun ve bilinmeyenin temsil ettiği, ruhun karanlık yüzü olarak tanımlanır. Jung, bu gizli imkansızlıkların hepimizin içinde mevcut olduğuna inanır. Ancak insanlar bazen kendi ruhlarının bu durumunu inkar eder veya başkasına yansıtır.
Jung, gölgenin rüya veya hayallerle ortaya çıkabileceğini öne sürmektedir. Bir yılan, canavar, şeytan, ejderha ya da başka bir karanlık ve egzotik figür olarak görünebilir.
Anima ve Animus Arketipi
Anima erkek ruhunda kadınsı bir taraf, animus ise kadın ruhunda erkek bir imgedir. Anima ve animus, dışarıdan görünenden çok “gerçek benliği” temsil eder ve kolektif bilnçaltı ile iletişimin temel kaynağıdır.
Jung, sosyal etkilerin yanı sıra fizyolojik değişimlerin cinsiyet rollerinin ve cinsiyet kimliğinin gelişimine katkıda bulunduğuna ifade etmektedir. Jung, animus ve anima arketiplerinin etkisinin de bu sürece dahil olduğunu öne sürer. Jung'a göre, animus kadınlarda erkeksi yönü temsil ederken, anima erkeklerde kadınsı yönü temsil etmektedir.
Bu arketipsel görüntüler, hem kolektif hem de kişisel bilinçdışında bulunanlara dayanır. Kolektif bilinçaltı, kadınların eşleri, kız arkadaşları, kız kardeşleri ve anneleri ile kişisel deneyimleri kadınların kişisel imajlarına katkıda bulunurken, kadınların nasıl davranmaları gerektiğine dair fikirler ortaya atar.
Bununla birlikte, birçok kültürde, erkekler ve kadınlar çoğu kez katı cinsiyet rollerini benimsemeye teşvik edilmektedir. Jung, erkeklerin kadınsı yönlerini ve kadınların erkeksi yönlerini keşfederek bu cesaret kırılmasının psikolojik gelişmeyi zayıflatmaya hizmet ettiğini öne sürmüştür.
Ben (Benlik) Arketipi
Benlik arketipine göre kişiliğin tüm parçalarını birleştirmek ve organize etmektir. Benliğin yaratılması, kişiliğe özgü yönlerin entegrasyonu yani bir araya gelmesiyle mümkündür.
Benlik arketipi bütünleşmiş bir ruhu temsil eder. Kişiliğimiz iki ana unsurdan oluşmaktadır. Ego, bilinçli kişiliğin ana hattını oluşturur. Kişilik sadece bilinçli değil, aynı zamanda ego ve bilinçaltı zihne de sahiptir. Kişiliği bir daire olarak simgelersek merkezindeki ana noktaya ego diyebiliriz.
Yaşamın temel amacı benliğin gelişmesidir ancak kişiliğin bütün parçaları gelişmeden ben gelişmez. Jung için nihai amaç, bireyin Maslow'un "kendini gerçekleştirme" kavramına benzer şekilde, benliğini oluşturmasıdır.
Diğer Arketipler
Dört temel arketipi açıkladık. Jung, mevcut arketiplerin sayısının sabit olmadığını öne sürmektedir. Bunun yerine, birçok farklı arketip, herhangi bir zamanda çakışabilir veya birleştirilebilir. Aşağıda Jung'un tarif ettiği çeşitli arketiplerden birkaçına örnek vermekteyiz.
- Baba: Otorite figürü, güçlü.
- Anne: Beslenme, konfor sağlama.
- Çocuk: Masumiyet, yeniden doğuş.
- Bilge yaşlı adam: Rehberlik, bilgi; bilgelik.
- Kahraman: Şampiyon, kurtarıcı.
- Kızlık: Masumiyet; saflık.
- Hileci: Aldatma, yalan, kötülük.
Etiketler:
Son Eklenenler
- Tarımla İlgili Meslekler
- Matematiği İyi Olmayanlar Hangi Mesleği Seçmeli?
- Antropoloji Nedir?
- Dünyanın Kaç Türlü Hareketi Vardır?
- Toplumsal Düzeni Sağlayan Kurallar Nelerdir?
- Cumhuriyet Yönetiminin Değerleri Nelerdir?
- İklim ve Hava Olayları Arasındaki Fark
- 1 Asal Sayı Mıdır?
- Homeostasi nedir?
- 2 ile Bölünebilme Kuralı