Homeostasi nedir?

06.11.2020 - 13:50

Canlılıkla ilgili önemli çeşitli kavramlar vardır. Bu kavramlardan biri homeostasi ya da diğer tabirle homeostazi dediğimiz kavramdır. Normalde homeostasi bazen z ile yazılıp homeostazi olarak da ifade edilebiliyor. Bu yazıda 9. sınıf biyoloji müfredatından itibaren karşımıza çıkması açısından homeostasi nedir sorusunu yanıtlamaya çalışacağız.

Bir hücrenin ya da bir canlının iç dengesine homeostasi denir. Hücre ya da organizma homeostasi durumunda sağlıklı bir şekilde yaşamına devam eder.

Hem bir hücremizin hem de bütün bedenimizin bir dengesi bulunmaktadır. Bu dengenin sağlanması vücutta gerçekleşen birçok faaliyetin temel amacıdır. Homeostasi hem hücresel düzeyde hem de organizma düzeyindedir.

Örneğin bir hücreye tuz girerse su alır ve iç dengesi bozulur. Hücrenin amacı içeri giren suyu ve tuzu boşaltım sistemiyle atmak ve tekrar dengeye yani hemeostasi durumuna ulaşmaktır.

Homeostasi ya da homeostazi Yununca kökenli bir kelimedir. Olduğu gibi kullanılmaktadır. Statis kalıcı anlamına gelir. Homeo ise değişmeyendir. Öyleyse homeostasi değişmeden devam eden durum gibi bir anlama gelebilir.

Homeostasi nedir

Homeostasi Sağlayan Olaylar

Hücrelerin ve doğal olarak da canlıların temel hedeflerinden biri homeostasiyi sağlamaktır. Hücrelerde gerçekleşen metabolik reaksiyonların çoğu bu amaçla yapılır. Şimdi homeostasi sağlayan olaylara bir göz atalım.

Homeostasiyi sağlayan çok sayıda olay vardır. Hücresel düzeyde en önemli olanlarına kısaca değinelim.

Solunum: Hücrede azalan enerjinin yerine konması ve canlılığın devamı için gerekli temel süreçtir. Bütün hücrelerde solunum sürekli devam eder.

Beslenme: Hücrede enerji verici maddeler başta olmak üzere kullanılan besin maddeleri sürekli azalır. Bunları beslenmeyle yerine koyarak tekrar dengeyi sağlarız.

Sindirim: Beslenmeyle alınan maddelerin yerli yerine oturtulması ve kullanıma hazır hale gelmesi açısından önemlidir.

Boşaltım: Hücrede normal düzeyin üstüne çıkan maddeleri atmak gerekir. Aksi taktirde iç denge bozulur. Bu nedenle boşaltım gereklidir.

Üreme: Bazen hücre kontrol edilmeyecek düzeyde büyür. Bu durumda hücre bölünerek çoğalır ve yine eski dengesine kavuşur.

Hücre düzeyinde gerçekleşen solunum, beslenme, sindirim ve boşaltım gibi faaliyetlerin tamamı homeostasiyi sağlamak amacıyla yapılmaktadır. Homeostasiyi canlının hayatta kalma şartı olarak da görebiliriz.

İnsanda Homeostasi Örnekleri

Bizler insanlar olarak çok hücreli ve gelişkin bir organizmaya sahibiz. Dolayısıyla hücresel homeostasiden çok daha gelişmiş homeostasis mekanizmaları insanda bulunmaktadır. Bunların hepsini detaylı olarak anlatmak için insan biyolojisini baştan sona anlatmak gerekir. Ancak genel olarak birkaç örnek verebiliriz.

1. Asit - Baz Dengesinin Sağlanması

Enzimlerimizin çalışabileceği belirli bir asitlik ve bazlık seviyesi vardır. Bunu pH ile ölçeriz. Vücudumuzda asitlik veya bazlık seviyesinin fazla artması sonucu denge bozulur. Vücudumuzun bu dengeyi koruması gerekir.

Asit baz dengesinin sağlanması için vücudumuz çeşitli iyonlar salgılar ve bunu bir denge durumda tutar. Bu konuda ilk akla gelen kanın pH seviyesidir.

İnsan kanı 7,35 ile 7,45 gibi ince bir pH aralığında bulunmaktadır. Bunun fazla değişmesi ölüme neden olur. Örneğin kan pH'ı 8'e çıkamaz ya da 6'ya inemez. Kana giren su ve diğer maddelerle pH zamanla hafifçe değişir. Vücudumuz kanı ideal pH seviyesine sürekli olarak çeker.

2. Vücut Sıcaklığının Ayarlanması

Enzimlerimizin çalıştığı belirli bir sıcaklık aralığı da bulunmaktadır. Sistemlerimizin düzgün çalışabilmesi optimal sıcaklığımız yaklaşık 36,5 °C şeklindedir. Bu sıcaklığın çok yukarı ya da aşağı gitmesi ölümle sonuçlanır. Dolayısıyla vücut sıcaklığımız belirli bir aralıkta tutulmalıdır.

Vücudumuz fazla ısındığında terleme ile ısı vererek sıcaklığın düşmesini sağlarız. Terleme homeostasiyi sağlar mı şeklinde çok soruluyor. Evet, sağlar. Terlemenin temel amaçlarından biri budur.

Vücut ısımız düştüğü zaman ise titrememizin ana nedeni oluşan kas hareketleri ise vücudu ısıtmaya çalışmaktır.

İnsan vücudu dışarıya açık olduğu için sürekli olarak dış ortama ısı veririz. Sıcaklığımızın korunması için sürekli olarak ısınmamız gerekiyor. Bu ısı enerjisi solunum sonucunda ortaya çıkan ısıdan temin edilir. Vücudumuz bir soba gibi sürekli olarak ısı üretmektedir.

Vücut sıcaklığının ayarlanması homeostasinin en bilindik ve en güzel örneğidir.

3. Vücuttaki Su ve Mineral Miktarı

Vücudumuzun önemli bir kısmı sudan oluşmaktadır. Su neredeyse her organ için geçerlidir. Ayrıca kanımızda da ciddi miktarda su bulunur. Vücudumuz kendisi için gerekli optimal su miktarını dengede tutmaya çalışmaktadır.

Bol su aldığımızda boşaltım sistemiyle fazla su göndermektedir. Ancak su eksiğimiz olduğu zaman hem susuzluk hissi oluşturmakta hem de idrardan suyu geri emmektedir. Bu şekilde çok su içen insanların idrarları açık olurken su eksiği olan insanlarda idrar daha yoğun olduğu için koyu renk alır.

Yine gerekli mineraller fazla alındıkları zaman idrarla dışarı atılmaktadır. Mineraller eksikse geri emilmekte ve atılmasına müsade edilmemektedir.

4. Kandaki Glikoz Miktarı

Kan şekeri de denilen kandaki glikoz miktarı yine bir denge unsurudur. İnsan hücrelerinin enerji için glikoza ihtiyacı vardır. Dolayısıyla kanımızda her zaman glikoz bulunmaktadır. En hayati organımız olan beyin sadece glikozu enerji olarak kullanmaktadır. Ancak bu glikoz seviyesi de belirli bir oranda tutulmalıdır.

Glikoz seviyesi kanda belirli bir oranı geçtiği zaman olumsuz etki oluşturmaktadır. Dolayısıyla bunu engellemek için insülin adı verilen hormon salgılanır. Kana karışan insülin kandaki glikozu dokulara taşıyarak depo eder. Böylece kan şekeri düşürülmüş olur.

Açlık durumunda ise yaşama devam edebilmemiz için glukagon hormonu devreye girerek insülin hormonunun tam tersi şekilde çalışır ve kandaki glikozu arttırır.

Yukarıdaki örnekler homeostasi mekanizmasının mantığını anlamanız için verilmiş temel örneklerdir. Bunun dışında vücutta binlerce homeostasi örneği sayılabilir. Şeker oranı, sodyum oranı, vitamin oranı, tansiyon, basınç, sıcaklık, azotlu atıklar gibi birçok maddenin belirli değerlere çekilmesiyle vücudumuz her daim uğraşmaktadır.


Etiketler:
  • biyoloji    
  • Yorumlar
    Yorum Yap