Edebiyat Testi

25.06.2014 - 20:27

edebiyat testi

Edebiyat testi üniversite sınavlarında eşit ağırlık ve sözel öğrencileri için hayati önem taşıyor. Bu da demek oluyor ki sınava giren büyük bir kesim için edebiyat testi büyük bir problem. Eski sistemde 30 tane edebiyat - coğrafya sorusu çıkıyordu. 2010 yılında değişen sınav sistemiyle bu sayı 80’e çıkarıldı. Bu seksen sorudan da 56 tanesi edebiyat sorusu. Durum böyle olunca edebiyatta daha önce sorulmayan konulardan da sorulma fırsatı doğdu. Bu durum bazı durumlardan zorluk getirirken iyi çalışan adaylar için de bir fırsat. Çünkü her konuda soru çıktığı için bilen öğrenciler bilgilerini son damlasına kadar kullanma imkânı buldu. Ancak 56 tane sorunun hepsinin edebiyat tarihinden sorulamayacağını bilen ÖSYM 25 – 30 kadar da birinci bölümde sorulan Türkçe sorusu ekledi teste.

Sınav sisteminin değişmesinden sonra puan sistemi de değişti. Artık alan dışı tercih yapmak çok daha kolay. Dolayısıyla eşit ağırlık ve sözel puan türlerinden sınava giren öğrencileri sayısalcılara karşı koruyacak bir durum da söz konusu değil. Sınavların ayrı yapılıyor olması sayısalcı öğrencilerin edebiyat testini de çözüp eşit ağırlıktan tercih yapmasını sağladı. Bu durumda bir dengesizlik ortaya çıktı. Çünkü bir sözelci gidip de fizik çalışıp sayısal bölümlere giremiyorken bir sayısalcı bir ay kadar çalışmayla eşit ağırlıktan tercih yapabiliyordu. Hatta bazı okulların hukuk bölümlerine baktığımızda öğrencilerin yarısının sayısal kökenli olduğunu görebiliyoruz. İşte bu tür problemlerin tek bir çözümü var. Katsayı ile engellemek fırsat eşitliğine uymadığı için edebiyat testini zorlaştırmak gerekiyordu. Nasıl bir sözelci bir hafta çalışıp da fiziği ve kimyayı halledip doktor olamıyorsa bir sayısalcının da öyle bir iki hafta edebiyata bakarak hukuk kazanması engellenmek istedi. Yani amaç eşit ağırlık ve sözel öğrencilerinin kendi alanlarında uzman olmaları ve gerçekten bilerek sınava girmeleridir. Gerçekten de böyle yapıldığında eşit ağırlık ve sözel öğrencileri kendilerini koruyabilirler. Yani fizik kimya ne kadar ağırsa edebiyatın da öyle olması gerekiyor. Aksi taktirde eşitlik noktasında farklı açılardan problemler çıkıyor.

Son 5 – 6 yıla baktığımızda görüyoruz ki her sene edebiyat testi bir nebze daha zor. Her sene öğrenciler edebiyat sorularının bir önceki yıla daha zor olduğunu ifade ediyorlar. Aslında bu tam da söylediğimiz amaçtan dolayı beklenen bir durum. Burada edebiyat testini çözen adayların bunu bir dezavantaj olarak görmeyip rakiplerine fark atmak için bir fırsat olarak değerlendirmeleri gerekir. Bilgisi yüksek olan adaylar bilgilerini artık daha rahat sınava yansıtabilecekler. Çünkü aksi taktirde bilgiler çok genel olduğunda genel kültürü olan adaylar bile soruları çözebiliyordu.  Ancak artık çok detaylı çıkan sorular buna imkân vermiyor. Burada hata edebiyat testine hâlâ eski mantıkla hazırlanmak olacaktır. Eşit ağırlık ve sözel öğrencilerinin bir an önce bu ruh halinden kurtulmaları ve her bilgiyi detaylı bir şekilde öğrenmeleri gerekiyor. Eskiden 9. Hariciye Koğuşu’nun Peyami Safa tarafından yazıldığını bilmek yetiyorken artık eserin nasıl bir eser olduğu, hangi edebiyat ortamında yazıldığı ve yazarın hangi koşullarda bu eseri ortaya koyduğu çok önemli. Dolayısıyla artık daha çok çalışıp daha çok fark atma zamanı. 


Etiketler:
Yorumlar
Yorum Yap