Gülme Nedir?
Tanımlamakta zorlanılsa da, çok tanıdığımız bir şey "hah hah ha": İnsani davranışın en neşeli, en "ciddiyetsiz" örneklerinden biri.
Fizyolojik olarak gülme eylemi, yüzde bulunan 12 kasın birbirleriyle uyumlu hareketi sonucu oluşur. Biyolojik olarak otonom sinir sisteminin işlevidir. Otonom sinir sisteminde bulunan sempatik ve parasempatik sistemlerin karşılıklı etkileşimiyle oluşur.
Gün içinde üzerine pek düşünmeden yaptığımız edimlerden biridir gülmek. Peki, ama gündelik hayatımızda bizi güldüren şeyler nelerdir, kimlere güleriz? Komik olan nedir?
Aristoteles'ten günümüze sorulmuş ve üzerine derin derin düşünülmüş bir konudur. Henri Bergson ise "Gülme" adlı denemesinde, "Gülmenin teorisini" oluşturmaya çalışıyor. Komik olan şeyin doğada değil, insanda olduğunu belirtiyor. İnsan bedeninin çeşitli durumları, jest ve devinimleri, bu bedeni bize basit bir makine olarak düşündürttüğü ölçüde gülünçtür. İnsanın ruhsal yanından çok, bedensel yanı dikkat çeker. Bir kişi bize ne zaman bir nesne izlenimi verirse o kişiye güleriz. Yineleme, tersine çevirme, rollerin değişmesi, yaşamın makineleştirilmesi... Doğallığı bozulmuş her düşünce ve davranışta komik bir yan buluruz.
Antik Yunan filozoflarından Platon gülmeye, katı bir tutumla yaklaşmıştır. Devlet adlı eserinde, gülmeyi devlete karşı yöneltilmiş bir tehdit olarak görür. Yöneticilerin emirlerini uygulatmak ve gardiyanların da düzeni sağlayabilmeleri için gülmemeleri gerektiğini söyler. Gülmek, insanları korkusuzluğa ve aşırı duygulara iterek, halkın devlet otoritesine meydan okumasına yol açar. Halkın kurallara riayet etmesi için, aşırı gülme toplumsal hayatta hiçbir şekilde özendirilmemelidir. Devlet’in üçüncü kitabında, gardiyanların kendilerini gülmeye kaptırmalarının vahşi tepkilere yol açacağını söyler. “Değerli insanlar, ölümlüler dâhil, asla gülmenin onları ele geçirmesine izin vermemeli ve ancak tanrıların temsilcileri olanların gülmesine izin verilmelidir.” (Platon, Republic, 108)
Bary Sanders "Kahkahanın Zaferi" adlı kitabında, kahkahanın her zaman "köylülerin ve kadınların" dünyasıyla bağlantılı olduğunu iddia etmiştir; gülmenin aslında bir "yeraltı hareketi" olduğunu ve sesini duyuramayanların sesi, olduğunu belirtmiştir. Kahkahalar tarih boyunca her zaman özgürce de çınlamamıştır. Çünkü: Kahkaha bozguncudur, tehlikelidir. Yersiz bir kahkaha, her şeyden daha büyük bir güçle, yetkili kişilerin iktidarını sarsabilir. Bu yüzden iktidardakiler, tarih boyunca bu tehlikeli sesi susturmanın yollarını aramışlardır. Ciddiyet ve ağırbaşlılık çağrısı kimi zaman dinsel dogmalardan gelmiştir, kimi zaman yurttaşlık ideallerinden, kimi zaman da toplum "adabı"nın gereklerinden.
Gülme edimini direk olarak kültürel bağlamda da düşünebiliriz. Gülme, insanlık tarihinin her döneminde temel insan edimi olarak var olmuştur. İnsanın ilk defa ne zaman ve neden güldüğünü bilmesek de; gülmenin, insanın çevresine anlam atfetme aracı olan kültürün bir parçası olduğunu biliyoruz. Gülmenin kendisi hiç değişmese de, insanoğlunun neye güldüğü çağdan çağa ve kültürden kültüre hatta aynı kültür içinde on yıldan on yıla, sürekli değişim halindedir. Buradan hareketle, bir toplumun kültürel değişimlerini anlamak ve anlam haritalarını çizmek için gülme biçimlerini anlamaya çalışabiliriz.
Son olarak Bergson'un gülme teorisinden bahsedecek olursak: "Komik, insanların grup halinde toplanarak, bütün dikkatlerin, duygularını susturup sadece zekâların işletmek suretiyle, aralarından birisi üzerinde toplamalarından doğuyor.”
Burada üç öge görülüyor:
- Gülünenin insan olması
- Gülmede duyguya yer olmaması
- Gülmenin ya da kahkahanın kalabalıkta olması
İnsanlık dışında hiçbir şey komik değildir. Ancak insana gülünür. Hayvanlara gülerken de ondaki insana benzer yanlara güleriz. - Duygusuzluk ve merhametsizlik olmadan gülme olmaz. Komiğin etki etmesi için sakin ve dümdüz bir ruh düzlemine değmesi gerekir. Güleceğimiz sırada sevgiyi bir müddet unutmak, acımayı susturmak gerekir. Yalnızsanız komiği duyamazsınız. Gülmenin yankıya ihtiyacı vardır.
Şekiller komiğinden bahsedecek olursak, her yüzde kırışıklık, bozukluk vardır. Örneğin: Karikatürler abartır; ama karikatür abartıdan ibaret değildir, yüzde makine otomatlığı gösteren kalıpları bulup öne çıkarır.
Komik, güzelliğin değil zarafetin zıddıdır. Çirkin değil katıdır.
Etiketler:
Son Eklenenler
- Tarımla İlgili Meslekler
- Matematiği İyi Olmayanlar Hangi Mesleği Seçmeli?
- Antropoloji Nedir?
- Dünyanın Kaç Türlü Hareketi Vardır?
- Toplumsal Düzeni Sağlayan Kurallar Nelerdir?
- Cumhuriyet Yönetiminin Değerleri Nelerdir?
- İklim ve Hava Olayları Arasındaki Fark
- 1 Asal Sayı Mıdır?
- Homeostasi nedir?
- 2 ile Bölünebilme Kuralı