Yazınsal Türler (Edebi Türler)
Edebiyatta ortaya konan birçok edebi (yazınsal) tür vardır. Bu derste yazınsal türleri detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Edebi türler temel olarak ik alt başlığa ayrılır. Bunlar düzyazı ve şiirdir.
Düzyazı Türleri
Düzyazı, duygu ve düşüncelerin, hayallerin, istek ve arzuların doğal cümlelerle, düzenli bir şekilde anlatılmasıdır. Günlük konuşmalarımızı yazıya aktardığımızda bunlar karşımıza düzyazı olarak çıkar.
Bir yazının edebi düzyazı olabilmesi için, sanat değeri taşıması gerekir. Bu da sözcüklerin özenle seçilmesi, mecaz anlamlarından yararlanılması, cümlelerin sağlam ve güzel olması; duygu ve düşüncelerin düzenli ve okuyucuya zevk verecek biçimde anlatılması ile olur.
Masal
Öykü (Hikaye)
İki tür öykü tekniği vardır: Maupassant tarzı klasik öykü ve Çehov tarzı modern öykü. Klasik öyküde olay anlatımı esastır, modern öyküde ise olaydan çok, insanın belli bir zaman dilimindeki durumu anlatılır. Edebiyatımızda klasik öykünün ilk ve önemli temsilcisi Ömer Seyfettin’dir. Modern öykünün önemli temsilcileri ise Sait Faik Abasıyanık ve Memduh Şevket Esendal’dır.
Edebiyatımızda ilk öykü:
►Letaif-i Rivayet - Ahmet Mithat Efendi
Roman
İnsanların ve toplumların yaşadıkları ya da yaşayabilecekleri olayları zamana ve kişiye bağlayarak anlatan yapıtlardır. Romanda olaylar geniş ve ayrıntılı olarak anlatılır. Romandaki bütün olaylar bir ana olayın etrafında gelişir. Bu olayı destekleyen küçük yan olaylar da vardır.
Romanda, öyküye göre daha geniş bir zaman söz konusudur. Kişi sayısı öyküye göre daha fazladır. Kahramanlar, romanda bütün yönleriyle tanıtılır. Konularını tarihten alan romanlara tarihi roman; toplumun yaşayış tarzını, geleneklerini, âdetlerini işleyen romanlara töre romanı; ruh çözümlemelerini öne alan romanlara psikolojik roman; uzak ve yabancı ülkelerin doğa ve insanlarını anlatan romanlara egzotik roman; bir görüş veya düşünceyi savunan romanlara tezli roman; bir sanatçının ya da önemli bir kişinin yaşamını konu edinen romanlara biyografik roman denir.
►Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat - Şemsettin Sami
►Telemaque - Yusuf Kâmil Paşa (Fenelon’dan)
►İntibah - Namık Kemal
►Cezmi - Namık Kemal
►Araba Sevdası - Recaizade Mahmut Ekrem
►Mai ve Siyah - Halit Ziya
►Eylül - Mehmet Rauf
►Karabibik - Nabizade Nazım
Makale
Makale türü, Şinasi ile Âgâh Efendi’nin birlikte çıkardıkları ilk özel gazete olan Tercüman-ı Ahvâl’de Şinasi’nin yazmaya başladığı makalelerle Türk basınına girmiştir.
►Tercüman-ı Ahvâl Mukaddimesi - Şinasi
Fıkra
Ahmet Rasim, Ahmet Haşim, Hüseyin Cahit Yalçın, Falih Rıfkı Atay başlıca fıkra yazarlarımızdandır.
Söyleşi (Sohbet)
Ahmet Rasim, Nurullah Ataç, Şevket Rado başlıca söyleşi yazarlarımızdandır.
Deneme
Dünya edebiyatında deneme türünün en ünlü ismi Montaigne'dir. Türk edebiyatında başlıca deneme yazarları; Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin, Sabahattin Eyüboğlu, Ahmet Haşim, Ahmet Hamdi Tanpınar’dır.
Eleştiri
Bir yapıtın ya da sanatçının olumlu-olumsuz, iyi-kötü, güzel-çirkin yönlerini ortaya koyan yazılardır. Eleştiride amaç, sanatçının ya da yapıtın yalnızca eksik, kusurlu yönlerini göstermek değildir; üstün yönlerini göstermek de eleştirmenin görevidir. Eleştirmenin tarafsız olduğu, duygularını karıştırmadığı eleştirilere nesnel; kişisel yargılarını öne çıkardığı eleştirilere de öznel eleştiri denir.
Edebiyatımızda eleştiri türü Tanzimat döneminde başlar. Namık Kemal, Recaizade Mahmut Ekrem, Hüseyin Cahit Yalçın, Nurullah Ataç, Asım Bezirci, Fethi Naci başlıca eleştiri yazarlarımızdır.
►Tahrib-i Harabat - Namık Kemal
Anı (Hatıra)
Bir yazarın kendisinin veya yakın bir tanıdığının yaşadıklarını anlattığı yazılardır.
Yazar, olayları kendi bakış açısıyla anlatır. Anılar, yazan kişinin, yaşadığı dönem hakkında bilgi vermesi açısından önemlidir. Anı türündeki yazılar, olayları yaşayan kişi tarafından kaleme alınmak zorunda değildir. Ünlü bir kişinin anılarını bir başkası kaleme alabilir.
Günlük
Yaşanan olayların, izlenimlerin, tarih atılarak günü gününe yazılmasına denir. Günlük ile anı arasındaki fark, günlüğün günü gününe yazılmasıdır. Anı ise geçmişteki olaylara aittir. Günlüğün eski dildeki adı “ruznâme”dir. Günlük türündeki yazılar, anılara göre daha kısadır. Günlükler mutlaka olayları yaşayan kişi tarafından yazılır. Nurullah Ataç “Günceleriyle bu türün başarılı örneklerini vermiştir.
Mektup
Başka bir yerde bulunan bir kişiye, bir topluluğa ya da bir kuruma, bir maksadı bildirmek için yazılan yazılardır. Sanat, düşünce, bilim ve siyaset adamlarının yazdıkları mektuplar edebi mektup özelliği gösterir. Bu tür mektuplar bir düşüncenin, bir görüşün açıklanması, bir tezin savunulması için yazılır.
Röpörtaj (Mülakat)
Uzmanlık alanlarında tanınmış kişilerle yaşamları, çalışmaları, yapıtları ya da istenilen herhangi bir konuda sorulu cevaplı olarak karşılıklı konuşma, görüşme ve bunların yazıya geçirilmesiyle oluşturulan yapıtlardır. Çoğu röportaj, gezi yazısıyla iç içe sunulmaktadır. Gazeteciler, ülke içinde başka şehir ya da ülke dışında başka ülkelere gazetecilik çalışması için gittiklerinde oralarda yaptıkları röportajları ve gezi izlenimlerini, aynı kurgu içinde kaleme almaktadırlar.
Biyografi
Belgelere dayanılarak yazılan bu türün ilk örneğini veren Plutarkhos’tur. Bu türün Divan edebiyatındaki karşılığı “tezkire”dir. Şairlerin hayatlarını anlatmak için hazırlanan ve “tezkire-i şuara” (şairler tezkiresi) diye anılan yapıtlar da bu türün bir örneğidir.
Otobiyografi
Söylev (Nutuk)
Gezi Yazısı
Yazarın, gezip gördüğü yerlerin ilgi çekici yönlerini, tarihi, coğrafi, ekonomik ve sosyal özelliklerini kendi görüş ve düşüncelerini katarak anlattığı yazılardır. Gerçeği yansıtması yönünden hukuk, folklor, toplumbilim gibi alanlar için belge görevini görür.
Tiyatro
Tiyatro, din törenlerinden doğmuştur. Bugünkü Batı tiyatrosunun ilk örnekleri Eski Yunan edebiyatına aittir. Tiyatro, Eski Yunan edebiyatının temelini oluşturur ve oldukça gelişmiş bir türdür. Eski Yunan'da tiyatro yapıtları şiir şeklindedir. Bu yapıtlar trajedi ve komedi olarak ikiye ayrılırken daha sonra bu türlere dram da eklenmiştir. Tiyatro, edebiyatımıza Tanzimat döneminde girmiş ve birçok sanatçı bu türde yapıt ortaya koymuştur. Bu dönemde Şinasi, Namık Kemal, Ahmet Mithat, Ahmet Vefik, Recaizade Mahmut, Abdülhak Hamit başlıca tiyatro yazarlarıdır. Edebiyatımızın diğer dönemlerinde de birçok yazarımız tiyatro türünde başarılı yapıtlar vermiştir.
1) Trajedi (Tragedya)
Hayatın acıklı yönlerini kendine özgü kurallarla sahnede göstermek, ahlak, erdem örneği vermek amacıyla yazılmış manzum (şiir biçiminde) tiyatro yapıtlarıdır.
- Konular tarihten ve mitolojiden seçilir.
- Kişiler; tanrı, tanrıça ve soylulardır.
- Kötü, bayağı söz ve söyleyişler yoktur. Seçkin bir üslupla yazılır.
- Manzum olarak yazılır.
- Kişiler arasındaki dövüşme, yaralama ve öldürme gibi korkunç ve çirkin olaylar sahnede gösterilmez; bu olayları haberciler aktarır.
- Zaman, yer, ana olay birliğine uyulur. Bir ana olay, aynı yerde bir günde geçebilecek biçimde düzenlenir. Buna üç birlik kuralı denir. (Olay, zaman ve yer birliği)
- İnsanoğlunun hırslarını, kavgalarını gösterir; çoğu, felaketli sonuçlara bağlanır.
- Birbiri ardınca süren koro ve diyalog bülümleri vardır.
2) Komedi (Komedya)
İnsanların ve olayların gülünç yönlerini ortaya koymak; izleyenleri güldürmek ve düşündürmek amacıyla yazılmış tiyatro yapıtlarıdır.
Klasik komedinin özellikleri:
- Konu, yaşanan hayattan ve günlük olaylardan alınır.
- Kişiler, halktan ve yüksek zümreden her çeşit insan olabilir.
- Her türlü söze, şakaya yer verilir. Üslupta asalet aranmaz.
- Üç birlik kuralına uyulur.
- Kişilerin öldürme, yaralama gibi her çeşit davranışları sahnede geçebilir.
- Manzum olarak yazılır.
- Birbiri ardınca süren koro ve diyalog bölümleri vardır.
3) Dram
Hayatı olduğu gibi, bütün acıklı ve gülünç yönleriyle yansıtan, sahnede gösterilmek amacıyla yazılmış tiyatro yapıtlarıdır. Belli kurallara bağlı değildir, gerçeğe uygunluğu önemlidir.
Dramın özellikleri:
- Hayatta olduğu gibi hem acıklı hem gülünç sahneler bulunur. Böylelikle trajik ve komik öğeler dramda kaynaşmış olur.
- Olaylar tarihin herhangi bir devrinden alındığı gibi, günlük hayattan da alınabilir.
- Yer, zaman, olay birliğine uyma zorunluluğu yoktur.
- Olaylar, çirkin dahi olsa sahnede gösterildiği gibi, kişiler hangi halk tabakasından olursa olsun, dramda yer alır.
- Şiir ya da düzyazı biçiminde yazılabilir.
Şiir (Nazım)
Şiir Türleri
Şiirler, işlenen konular yönüyle çeşitli türlere ayrılır.
1) Lirik Şiir
Yunus Emre, Fuzuli, Bâki, Nedim, Karacaoğlan, Ahmet Haşim ve Yahya Kemal lirik şiirleriyle tanınır.
2) Pastoral Şiir
Doğa güzelliklerini, kır ve doğa sevgisini; orman, yayla, dağ, köy ve çoban yaşamını, bunlara karşı duyulan özlemleri anlatan şiir türüdür. Eski Yunan edebiyatında çobanın özel bir yeri vardı. Hemen her yapıtta kahramanlar arasında bir çoban yer almıştır.
Bir çobanın, kır hayatının güzelliklerini anlattığı kısa şiirlere “idil”; birkaç çobanın aşk, kır hayatı üzerine karşılıklı konuşması şeklinde yazılan şiirlere "eglog” denir.
Pastoral şiir, edebiyatımıza Abdülhak Hamit Tar- han’ın “Sahra” adlı yapıtıyla girmiştir. Kemalettin Kamu (Bingöl Çobanları), Faruk Nafiz Çamlıbel (Çoban Çeşmesi), Behçet Necatigil pastoral şiir yazan şairlerimizdendir.
Eski Latin edebiyatında Vergilius pastoral tarzda ürünler ortaya koymuştur.
3) Epik Şiir
Epik şiirler “doğal epik” ve "yapay epik” olarak ikiye ayrılır. Doğal epik şiirler ulusların milli destanlarıdır: Ergenekon, Mahabarata, Kalevala vb. Yapay epik şiirler, şairi bilinen kahramanlık şiirleridir. Dünya edebiyatındaki başlıca yapma destanlar; Tasso’nun “Kurtarılmış Kudüs”, Milton’un “Kaybolmuş Cennet” adlı yapıtlarıdır. Türk Edebiyatında da Kayıkçı Kul Mustafa’nın "Genç Osman Destanı”, Mehmet Akif’in “Çanakkale Şehitlerine” adlı şiiri, Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın "Üç Şehitler Destanı” adlı yapıtı örnek gösterilebilir.
4) Satirik Şiir
Toplumsal düzensizlikleri, kişilerdeki dalkavukluk, düzenbazlık, kendini beğenmişlik, makam düşkünlüğü gibi huyları; devlet yönetiminde çıkarcılık ve beceriksizlikleri anlatan, bunları yeren şiirlerdir.
Yergi; kişi ve toplumdaki kusurlu ve gülünç yönleri iğneleyici ve alaycı bir dille ortaya koymaktır. Yergi, Halk edebiyatında taşlama, Divan edebiyatında hiciv, Batı edebiyatında satir adını alır. Halk edebiyatında Seyrani, Kaygusuz Abdal; Divan edebiyatında Şeyhi, Nefi; Tanzimat sonrası edebiyatta da Ziya Paşa, Şair Eşref, Neyzen Tevfik satirik şiirin başarılı örneklerini vermişlerdir.
5) Didaktik Şiir
Manzum masallar arasında, kahramanları hayvan, bitki veya cansız varlıklar olan ve ders vermek amacı güden öykülere fabl adı verilir. Kişilerin ve toplum- ların bozuk, eksik yönlerinin anlatıldığı fabl türündeki şiirler de didaktik şiir örnekleridir.
5) Dramatik Şiir
Şiirde Şekil Özellikleri
Dize (Mısra)
Beyit (İkilik)
Dörtlük
Dört dizeden oluşan şiir birimidir. Daha çok Halk edebiyatı nazım türlerinde görülür.
Ölçü (Vezin)
Şiirde dizelerin hece sayısına veya hecelerin ses değerine göre bir uyum içinde olmasıdır. Türk edebiyatında aruz ve hece olmak üzere iki ölçü kullanılmıştır. Ayrıca birçok şair serbest ölçüyle de şiir yazmıştır.
1) Aruz Ölçüsü
Dizelerde hecelerin uzunluğuna ve kısalığına dayanır. Her dizenin ses bakımından denk olması esas olarak kabul edilir.
Aruz ölçüsü, Arap edebiyatı kaynaklıdır. Türkler aruz ölçüsünü 11. yüzyıldan İtibaren kullanmaya başlamışlardır. Divan edebiyatının tüm nazım ürünlerinde aruz ölçüsü kullanılmıştır.
2) Hece Ölçüsü
Hece ölçüsü Türklerin milli ölçüsüdür. İslam öncesi Türk edebiyatından beri hece ölçüsü kullanılmaktadır. Dizelerdeki hece sayısının eşit olması esasına dayanır. Hece ölçüsü ile yazılan şiirlerde bir dizede vurgu gayesiyle bir ya da iki kez durulur. Bu yerlere durak denir. Mesela 11 'li hece ölçüsünde duraklar (4+4+3 = 11) veya (6+5 =11) olabilir.
3) Serbest Ölçü
Ölçü ve uyak düzeni olmayan şiirlerin ölçüsüdür. Bu ölçüyle oluşturulan şiirlerde uyum, hece sayısı ve uyakla değil; sözcüklerdeki ses ilişkileriyle sağlanır. 19. yüzyılın sonlarında doğmuş ve hızla gelişmiştir. Edebiyatımızda 1930’lardan beri kullanılmaktadır.
Uyak (Kafiye)
Redif
Dize sonlarında yazılışları, anlamları ve görevleri aynı olan eklerin, sözcük ve sözcük gruplarının tekrar edilmesine redif denir. Redif uyaktan sonra gelir, her dize sonunda redif bulunmak zorunda değildir.
Bardak boşalır bencileyin dolmayı bilmez
Canım senin uğrunda fedâ olmak içindir.
Uyak Türleri
1) Yarım Uyak
Tek ses -genellikle sessiz harf- benzerliğine dayanan uyak türüdür.
Ben çektiğim kimler çeker
Gözlerim kanlı yaş döker
Bulanık bulanık akar
Dağların seliyim şimdi
2) Tam Uyak
İki ses -genellikle bir sesli bir sessiz harf benzerliğine dayanan uyak türüdür.
Mazi köyünde, hatıralar gölgesinde kal
Dolaştığın tabiatı günlerce seyre dal
3) Zengin Uyak
Üç ya da daha çok sesin benzerliğine dayanan uyak türüdür.
Ertesi gün başladı gün doğmadan yolculuk
Soğuk bir mart sabahı buz tutuyor her soluk
Not:Dize sonundaki bir sözcüğün başka bir dize sonundaki sözcüğün içinde geçmesiyle oluşan ses benzerliğine tunç uyak denilmektedir. Tunç uyak, zengin uyağın bir türü olarak kabul edilmektedir.
4) Cinaslı Uyak
Anlamları ayrı, yazılış ve söylenişleri aynı olan sözcük ya da sözcüklerin benzerliğine dayanan uyak türüdür.
Dönülmez akşamın ufkundayız. Vakit çok geç
Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç
Uyak Düzenleri
Dizelerin son seslerine bakılarak bir dörtlüğün uyak düzeni çıkarılabilir. Bir dizenin hangi dize ile uyaklı (kafiyeli) olduğunun gösterilmesine uyak düzeni denir.
1) Düz Uyak
Birinci iie ikinci dizenin; üçüncü ile dördüncü dizenin birbirleriyle uyaklı olmasıdır.
Uyak düzeni aabb biçimindedir.
2) Çapraz Uyak
Uyak düzeni abab biçimindedir.
3) Sarmal Uyak
Uyak düzeni abba biçimindedir.
- Yazınsal Türler
- Söz Sanatları
- İslam Öncesi ve İslam Dönemi Türk Edebiyatı
- Halk Edebiyatı
- Divan Edebiyatı
- Edebiyat Akımları
- Tanzimat Edebiyatı
- Serveti Fünun Edebiyatı
- Fecr-i Ati Edebiyatı
- Milli Edebiyat
- Cumhuriyet Edebiyatı
- Batı Edebiyatı
- Türk Edebiyatı Kitap Özetleri I
- Türk Edebiyatı Kitap Özetleri II
- Dünya Edebiyatı Kitap Özetleri