XVII. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu - Konu detayı - Webders.net
Tarih

Duraklama Dönemi (1579 - 1699)

Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu, XVI. yüzyılın ikinci yarısına geldiÄŸinde doÄŸuda ve batıda geniÅŸ sınırlara ulaÅŸmıştı. Ancak bu yüzyılın sonlarından itibaren Osmanlı Devleti eski gücü ve ilerleme hızını kaybetti. Osmanlı devleti'nin kurumlarında bozulmaların baÅŸladığı ve güç kaybettiÄŸi dönemde Avrupa'da Rönesans ve Reform hareketleri yapılmıştı. Osmanlı Devleti, Avrupa'daki bilim ve teknik alanındaki geliÅŸmeleri takip edemedi ve eski geleneklerine baÄŸlı kaldı. Bu durum devletin duraklamasına neden olmuÅŸtur. 

A. Duraklamanın Nedenleri

1. Ä°ç Nedenler

a. Osmanlı Merkez Yönetiminin Bozulması

Merkez yönetiminin bozulmasında etkili olan faktörler ÅŸunlardır:

  • Tahta geçen padiÅŸahların küçük ve tecrübesiz olması
  • XVII. yüzyıl baÅŸlarında I. Ahmet tarafından veraset sisteminde yapılan deÄŸiÅŸiklik sonucu Şehzadelerin sancaÄŸa çıkması yasaklandı. Tecrübesiz kalan ÅŸehzadeler yönetimde etkin olamıyor, saray kadınları devlet iÅŸlerine fazlasıyla karışıyorlardı. 
  • Devlet kademelerinde rüÅŸver ve iltimasla yeteneksiz kiÅŸilerin atanması

b. Ordu ve Donanmanın Bozulması

Osmanlı ordu ve donanmasının bozulmasında;

  • Askeri kanun ve geleneklere aykırı olarak Yeniçeri Ocağı'na mesleÄŸi askerlik olmayan kiÅŸilerin alınması
  • Siyasette etkin rol oynamaya baÅŸlayan Yeniçerililerin görevlerini yapmaması ve devletin olanaklarını kendi çıkarları doÄŸrultusunda kullanmaya çalışmaları
  • Tımar sisteminin bozulmasına paralel olarak eyalet askerlerinin eski iÅŸlevlerini yerine getirememeleri
  • Osmanlı Devleti'nin Avrupa'daki askeri ve teknolojik geliÅŸmeleri takip edememesi
  • Donanmaya önem verilmemesi

etkili olmuÅŸtur.

c. Maliyenin Bozulması

Osmanlı maliyesinin bozulmasında;

  • Uzun süren savaÅŸların fazla masraf çıkarması
  • Ganimetlerin azalması, saray masrafları, lüks ve israfın atrması
  • Yeni yolların bulunmasından sonra Ä°pek ve Baharat yollarının önemini kaybetmesi
  • Kapitülasyonlar nedeniyle gümrük gelirlerinin azalması
  • Ulufe ve cülüs bahÅŸiÅŸlerinin artması
  • Avrupa'dan gelen deÄŸerli madenlerin gümrüksüz Osmanlı topraklarına girip Osmanlı parasını deÄŸersizleÅŸtirmesi

etkili olmuÅŸtur.

d. İlmiye Teşkilatının Bozulması

XVII. yüzyılda medreselerde bozulmalar baÅŸlamış ve beÅŸik ulemalığı ortaya çıkmıştır. Ä°lmiye sınıfındaki geliÅŸmeler hukuk sisteminin de bozulmasında etkili olmuÅŸtur.

Ayrıca, monarÅŸik bir yönetim sistemine sahip olan Osmanlı Devleti'nin çok uluslu yapıda olması, eyalet yönetimini bozulmasıyla memnuniyetsizliklerin artması ve toplumsal yapıda bozulmaların ortaya çıkması birer iç neden olarak gösterilerbilir.

2. Dış Nedenler

  • Ä°mparatorluÄŸun doÄŸal sınırlarına ulaÅŸması
  • Avrupalıların Osmanlı'ya karşı düÅŸmanca tutumları
  • Avrupalıların bilim ve teknik alanında ilerlemeleri
  • CoÄŸrafi KeÅŸiflerin yapılması

B. XVII. Yüzyıl Siyasal Olayları ve Sonuçları

Osmanlı Devleti'nin Doğu Siyaseti

Osmanlı - İran İlişkileri

Osman Devleti'nin doÄŸu siyasetinin temelini Ä°ran ile olan iliÅŸkiler oluÅŸturur. XVI. yüzyılda baÅŸlayan Osmanlı - Ä°ran iliÅŸkileri XVII. yüzyılda da devam etti. Bu iki devletin arasındaki savaÅŸların en önemli nedeni sınır sorunu olmuÅŸtur. 

Kanuni'den sonra Osmanlı - Ä°ran iliÅŸkileri, Ä°randa karışıklıkları ortaya çıkması üzerine 1577'de baÅŸladı. 1590 yılına kadar devam eden savaÅŸlar Ferhat PaÅŸa AntlaÅŸması'yla sona erdi. Bu antlaÅŸma ile Osmanlı Devleti, doÄŸuda en geniÅŸ sınırlarına ulaÅŸmıştır.

Osmanlı Devleti'nin Avusturya savaÅŸları ve Celali isyanları ile uÄŸraÅŸmasını fırsat bilen Ä°ran Şahının Osmanlı topraklarına saldırması ile 1603'te baÅŸlayan savaÅŸlar 1639'a kadar aralıklarla devam etti. Bu süreç içerisinde Osmanlı Devleti ile Ä°ran arasında 1612'de Nasuh PaÅŸa, 1618'de Serav ve 1639 yılında Kasr-ı Şirin AntlaÅŸmaları imzalanmıştır. Osmanlı Ä°ran iliÅŸkileri açısından önemli bir yere sahip olan Kasr-ı Şirin AntlaÅŸması'na göre; Revan'ın Ä°ran'a, Irak'ın Osmanlı Devleti'ne ait olduÄŸu kabul edilmiÅŸtir. Bu antlaÅŸma ile iki ülke arasında doÄŸal bir sınır çizilerek bugünkü Türkiye - Ä°ran sınırı büyük ölçüde belirlenmiÅŸtir. 

Osmanlı Devleti'nin Avrupa Siyaseti

XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti'nin Avrupa siyasetini; Lehistan, Venedik, Avusturya ve Rusya ile olan iliÅŸkileri belirlemiÅŸtir. Bu devletler bazen yalnız bazen birbirleriyle ittifak yaparak Osmanlı Devleti ile savaÅŸmışlardır.

1. Osmanlı - Lehistan İlişkileri

Lehistan ile Osmanlı Devleti arasındaki ilk iliÅŸkiler II. Murat Dönemi'nde baÅŸlamıştır. Ä°ki devlet arasında genellikle iyi iliÅŸkiler kurulmuÅŸ, 1575 - 1587 yılları arasında Lehistan Osmanlı himayesi altında kalmıştır. Ancak XVII. yüzyılda iki devlet arasında savaÅŸlar yaÅŸanmıştır. 

XVII. yüzyılda Osmanlı - Lehistan iliÅŸkilerinin temelini Erdel, BoÄŸdan ve Ukranya Kazakları ile ilgili sorunlar teÅŸkil etmiÅŸtir. 

Lehistan'ın BoÄŸdan'a saldırması üzerine dönemin padiÅŸahı II. Osman sefere çıkmıştır (1620). Osmanlı ordusu Lehlere ait olan Hotin kalesini kuÅŸatmışsa da yeniçerilerin disiplinsiz davranışlarından dolayı kale alınamamıştır. Ä°ki taraf arasında Hotin AntlaÅŸması imzalanmıştır (1621).

Osmanlı Devleti, Hotin AntlaÅŸması ile BoÄŸdan'daki Osmanlı egemenliÄŸini güvence altına almıştır. Ayrıca bu sefer sırasında yeniçerilerin tutum ve davranışları yeni bir askeri ocağın kurulması fikrini gündeme getirmiÅŸtir.

Hotin AntlaÅŸması ile Osmanlı - Lehistan arasında saÄŸlanan barış ortamı XVII. yüzyılın ikinci yarısında Lehlerin Ukrayna Kazakaklarının topraklarına saldırması üzerine bozuldu. Osmanlı PadiÅŸahı IV. Mehmet himayesi altındaki ulusları korumak amacıyla Lehistan'a savaÅŸ açtı (1672). Bu savaÅŸ sırasında Lehistan'ın barış istemesi üzerine taraflar arasında BucaÅŸ AntlaÅŸması imzalandı (1676). Bu antlaÅŸma ile, Podolya arazisinin Osmanlı Devleti'ne bırakılması ve Lehistan'ın Ukrayna'dan çekilmesi kabul edilmiÅŸtir. Böylece Osmanlı Devleti, Avrupa'da en geniÅŸ sınırlarına ulaÅŸmıştır

2. Osmanlı - Venedik İlişkileri

Osmanlı Devleti ile Venedikliler arasında yapılan savaÅŸların temelini denizlerde üstünlük kurma ve ticareti faaliyetlerin en üst düzeye çıkarılması amacı olmuÅŸtur. 

XVII. yüzyıla gelindiÄŸinde Osmanlı Devleti Ege Denizi'ndeki adaların büyük bir bölümünü hakimiyeti altına almıştı. Ancak önemli bir konumda olan Girit adası hala Venediklilerin elinde bulunuyordu. Girit adası stratejik açıdan önemli bir konuma sahipti. Bu açıdan Osmanle Devleti'nin DoÄŸu Akdeniz egemenliÄŸine gölge düÅŸürüyordu. Girit adasındaki korsanlar Osmanlı aleyhinde çalışmalarda bulunuyorlardı. Ayrıca Girit adası Osmanlıların Kuzey Afrika ile olan iliÅŸkilerini engelliyordu. Bu gibi nedenlerden dolayı Girit adasının alınması gerekiyordu. 

I. Ä°brahim zamanında baÅŸlatılan kuÅŸatma ancak IV. Mehmet dönemi'nde sonuçlandı (1645 - 1669). Girit'in alınması Osmanlı Devleti'nin Ege ve Akdeniz hakimiyetini güçlendirmiÅŸtir. Ancak bir adanın 24 yıl kuÅŸatılması, Osmanlı deniz gücünün Avrupa DenizciliÄŸine göre geri kaldığını ve donanmaya gereken önemin verilmediÄŸini göstermektedir. 

3. Osmanlı - Rus İlişkileri

Osmanlı Devleti ile Rusya arasındaki ilk ciddi iliÅŸkiler II. Bayezid Dönemi'nde görülmüÅŸtür. Ä°ki devlet arasında savaÅŸlar XVII. yüzyıl sonlarında baÅŸlamıştır. XVII. yüzyılda Osmanlı - Rus Savaşında Dinyeper Kazakaları sorunu etkili olmuÅŸtur. Vezir-i Azam Merzifonlu Kara Mustafa PaÅŸa'nın çıktığı sefer sonucunda Çehrin Kalesi alındı (1678). Ä°ki devlet arasında Bahçesaray AntlaÅŸması imzalandı (1681). Bu antlaÅŸmaya göre; Dinyeper nehrinin saÄŸ tarafındaki topraklar Osmanlılarda Kiyev ÅŸehri Ruslarda kaldı. Bahçesaray AntlaÅŸması Osmanlı Devleti'yle Rusya arasındaki ilk resmi antlaÅŸmadır.

4. Osmanlı - Avusturya İlişkileri

Osmanlı - Avusturya iliÅŸkileri Kanuni Dönemi'nde baÅŸlamıştır. Taraflar arasında zaman zaman savaÅŸlar ve barışlar yapılmıştır. Ancak XVI. yüzyılın sonlarında sınır boylarında meydana gelen karşılıklı akınlar yüzünden Kanuni Dönemi'nde saÄŸlanan barış bozuldu. 1593'te baÅŸlayan savaÅŸ sırasında Erdel, Eflak ve BoÄŸdan beyleri Avusturya ile iÅŸbirliÄŸi yaptı. Osmanlı kuvvetleri EÄŸri kalesini ele geçirdiler. Osmanlı padiÅŸahı III. Mehmet'in de bizzat katıldığı Haçova Meydan Savaşı'nda Avusturya ordusu bozguna uÄŸratıldı (1596) ve Kanije kalesi ele geçirildi (1600). Bu savaÅŸlarda Avusturyalılar hafif ateÅŸli silahlar kullandığı için Osmanlılar oldukça zorlanmıştır. Osmanlı - Avusturya savaÅŸları Zitvatorok AntlaÅŸması ile sona ermiÅŸtir (1606). 

Bu antlaÅŸma ile; Osmanlı padiÅŸahı ve Avusturya imparatoru protokol bakımından eÅŸit sayıldı. Avusturya'nın her yıl ödediÄŸi vergi kaldırıldı. EÄŸri, Kanije ve Estergon kaleleri Osmanlılara bırakıldı.

Zitvatorok Antlaşması ile Osmanlı Devleti;

  • Avusturya üzerindeki yaptırım gücünü kaybetmÅŸtir.
  • SavaÅŸ meydanındaki baÅŸarısını Celali ve Ä°ran savaÅŸlarından dolayı barış görüÅŸmelerinde gösterememiÅŸtir.
  • Orta Avrupa'daki üstünlÄŸünü kaybetmiÅŸtir. 
  • Avrupa devletleriyle hukuksal alanda eÅŸitlik dönemi baÅŸlamıştır. 

Avusturya'nın Erdel BeyliÄŸi'nin içiÅŸlerine karışması üzerine Osmanlı - Avusturya savaÅŸları yeniden baÅŸladı (1662). Sefere çıkan Sadrazam Fazıl Ahmet PaÅŸa'nın Uyvar kalesini almasından sonra 1664 yılında Vasvar AntlaÅŸması ile savaÅŸ sona ermiÅŸtir. Bu antlaÅŸma ile; Uyvar ve Neograt kaleleri Osmanlılarda kalmış, Erdel'deki Osmanlı egemenliÄŸi Avusturya tarafından yeniden kabul edilmiÅŸtir.

İkinci Viyana Kuşatması ve Osmanlı - Avrupa Savaşı

Avusturya Orta Macaristan'da siyasal etkinliÄŸini arttırmak ve katolik mezhebini Macarlar arasında yaymak amacıyla çalışmalara baÅŸladı. Ancak Avusturya'nın bu politikasına Protestan olan Macar halkı karşı çıktı. Avusturya baskısının artması üzerine ayaklanan Macarların lideri Tökeli Ä°mre Osmanlı Devleti'nden yardım istedi. Yardım isteÄŸini olumlu karşılayan Osmanlı Devleti, Tökeli Ä°mre'yi Orta Macaristan'ın kralı ilan etti.

1683 yılında Osmanlı Devleti, Avusturya seferine çıktı. Savaşın baÅŸlarında belirlenen ilk hedef Yanıkkale'nin ele geçirilmesiydi. Ancak Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa PaÅŸa, bazı komutanların karşı çıkmasına aldırmayıp doÄŸrudan Viyana üzerine yürüdü. Temmuz ayı ortalarında Viyana kuÅŸatıldı. Avusturya Ä°mparatoru Avrupa devletlerinden gelecek yardımı beklemeye baÅŸladı. KuÅŸatmanın uzun sürmesi Avrupa'dan beklenen yardımın gelmesine ortam hazırladı. Eylül baÅŸlarında Lehistan ve Alman kuvvetleri Viyana önlerine geldi. Ä°ki ateÅŸ arasında kalan Osmanlı ordusu yenildi ve geri çekilmeye baÅŸladı (1683).

Ä°kinci Viyana kuÅŸatması Osmanlı ordularının Avrupa'yı telaÅŸ ve heyecana düÅŸürdükleri son sefer oldu. Osmanlı ordusunun baÅŸarısızlığı Avrupa devletlerinde bu fırsatlardan yararlanma isteÄŸi uyandırdı. Papa'nın çabalarıyla Osmanlı Devleti'ne karşı Avusturya, Lehistan, Venedik, Malta ve Rusya'nın katıldığı Kutsal Ä°ttifak kurulmuÅŸtur. Kutsal ittifak devletleriyle Osmanlı Develeti arasında baÅŸlayan savaÅŸlar 16 yıl devam etti. Bu savaÅŸlar sırasında maÄŸlup olan Osmanlı Devleti, Ä°ngiltere ve Hollanda'nın aracılık yapmasıyla Karlofça AntlaÅŸması'nı imzaladı (1699). Osmanlı Devleti ile Avusturya, Venedik ve Lehistan arasında ayrı ayrı imzalanan Karlofça Antlasması'na göre;

  • Banat yaylası ve TemeÅŸvar hariç Macaristan ve Erdel Avusturya'ya bırakıldı. 
  • Dalmaçya kıyıları ve Mora Yarımadası Venediklere bırakıldı.
  • Podolya ve Ukrayna Lehistan'a bırakıldı. 
  • AntlaÅŸmanın 25 yıl süreceÄŸi kabul edildi. 

Rusya ile Karlofça'da ateÅŸkes yapıldı ve 1700 yılında Ä°stanbul AntlaÅŸması imzalandı.

Ä°stanbul AntlaÅŸması'na göre;

  • Azak kalesi Rusya'ya bırakıldı. 
  • Rusya'nın Ä°stanbul'da sürekli bir elçi bulundurması kabul edildi. 

Bu antlaÅŸmalar sonucunda;

  • Osmanlı Devleti'nin Orta Avrupa'daki egemenliÄŸi sona erdi.
  • Osmanlılar Avrupa'dan geri çekilmeye baÅŸladı ve büyük toprak kaybına uÄŸradı. Türklerin geri çekilmesi 1921 Sakarya Savaşı'na kadar devam etmiÅŸtir.
  • Rusya, Karadeniz'e inme olanağı elde etti.
  • Osmanlı Devleti'nde Duraklama Dönemi sona erip Gerileme Dönemi baÅŸladı.

C. Ä°ç Çalkantılar ve Ä°syanlar

Osmanlı tarihinde XV. ve XVI. yüzyıllarda iç isyanlar çıktı. Ordunun güçlü ve devlet örgütünün düzenli olması isyanların bastırılmasını kolaylaÅŸtırdı. Ancak XVII. yüzyılda çıkan iç isyanlar Osmanlı Devleti'ni uzun süre uÄŸraÅŸtırmış ve devletin yıpranmasına neden olmuÅŸtur. 

1. İstanbul İsyanları

 Ä°stanbul isyanları Kapıkulları tarafından çıkarılmıştır. Bu isyanlara bazen ulema, halk ve medrese öÄŸrencilerinin de karıştığı görülmüÅŸtür. Devlet adamları ve saray kadınları da kışkırtıcı bir rol oynamışlardır. 

İsyanların Nedenleri

  • Kapıkullarının maaÅŸlarının zamanında verilmemesi veya ayarı düÅŸük altınla verilmesi
  • Kapıkulu teÅŸkilatının bozulması
  • Kapıkullarının çıkarlarına ters düÅŸen padiÅŸah ve devlet adamlarının görevlerinden uzaklaÅŸtırmak istemeleri
  • Cülus bahsiÅŸi dağıtımındaki aksaklıklar
  • Ä°ktidar ve çıkar mücadelelerinden dolayı devlet adamları ve saray kadınlarının merkezdeki askerleri kışkırtması

Ä°stanbul isyanlarının en önemlileri III. Murat, II. Osman, IV. Murat ve IV. Mehmet Dönemlerinde çıkmıştır. Bu isyanlarda yeniçerililer II. Osman'ı öldürmüÅŸler, istedikleri devlet adamlarını görevden uzaklaÅŸtırmışlardır.

Ä°syanların Sonuçları

  • XVII. yüzyılda çıkan bu isyanlar devlet merkezinde huzur ve güvenin bozulmasına yol açmıştır.
  • Askeri isyanlar sonucunda ilk defa bir Osmanlı padiÅŸahı öldürülmüÅŸtür. Bu durum yeniçerililerin devlet içindeki gücünü arttırmış, padiÅŸahların yönetimdeki etkisi azalmıştır. 
  • Devlet adamları devlet otoritesinin saÄŸlanabilmesi için sert önlemler almışlardır.

2. Taşra İsyanları

Celali İsyanları

XVII. yüzyılda sosyal, ekonomik ve siyasal nedenlerden dolayı Anadolu'da çıkan iç isyanlara Celali isyanları denmiÅŸtir. 

İsyanların Nedenleri

  • Tımar sisteminin bozulması ve iltizamın yaygınlaÅŸması
  • Halktan alınan vergilerin yükseltilmesi ve köylülerin topraklarını terketmeleri
  • Halktan kanunsuz vergiler alınması
  • Ekonomik durumun bozulması
  • Osmanlı - Ä°ran ve Avusturya savalarının etkisi
  • DevÅŸirme asıllı devlet adamlarının Anadolu'daki halk ile kaynaÅŸamamaları
  • Merkezi otoritenin zayıflaması ve devlet adamlarının yetersizliÄŸi
  • Kadı ve sancakbeylerinin halktan kanunlara aykırı para almaları
  • Haçova Meydan Savaşı'ndan kaçan askerlerinin Anadolu'ya gitmeleri

Celali isyanlarının en önemlileri Karayazıcı, Deli Hasan, CanbolatoÄŸlu, Abaza Mehmet PaÅŸa ve KalenderoÄŸlu tarafından çıkarılmıştır. Bu isyanlara toprağından ayrılan çiftçiler, huzursuz durumda olan medrese öÄŸrencileri ve leventler katılmıştır. Celali isyanları devleti uzun süre uÄŸraÅŸtırmıştır.

Ä°syanarın Sonuçları

  • Anadolu'da devlet otoritesi sarsılmış, halkın devlete olan güveni azalmıştır. 
  • Huzuru kaçan halkın bir bölümü topraklarını terk edip ÅŸehirlere göç etmiÅŸtir. Böylece üretim düÅŸmüÅŸ ve ÅŸehirlerde iÅŸsizlik artmıştır. 
  • Anadolu'da huzur ve güvenlik bozulmuÅŸ, birçok ÅŸehir ve kasaba harab olmuÅŸtur. 
Yorumlar
Sen de Yaz