Karl Popper ve Bilim Felsefesi
Bugün bilim felsefesi denince Karl Popper bütün bilimcilerin aklına gelen ilk isimdir. Karl Popper bilim felsefesi açısından temel diyebileceğimiz düşünceleri ortaya koymuştur. Normalde biz böyle büyük felsefecileri antik Yunanda görmeye alıştık. Ya da çok geçmişte yaşamış filozofları biliyoruz. Ama bilim felsefesi için çok önemli olan Karl Popper tam bir 20. Yüzyıl adamı. Tam adı Karl Raimund Popper olan bu büyük filozof 1902 – 1994 yılları arasında yaşamıştır. Avusturya asıllı bir Britanya vatandaşıdır. Birçok bilim tarihi uzmanına göre bilim felsefesi açısından en önemli fikirleri kendisi ortaya koymuştur.
Celal Şengör Karl Popper’i Aristoteles’in önünde birinci sıraya oturtuyor. Bu kendisinin bilim felsefesine olan merakından da kaynaklanıyor. Bilimin yönteminin ne olacağı ve bilimin esasen ne olduğu felsefeciler tarafından uzun yıllar tartışıldı. Felsefe bilim ilişkisi adlı yazıda bu konuya değinmiştik. Karl Popper kendisinden önce gelen anlayışı geliştirerek bugünkü bilimde kabul ettiğimiz birçok kavramı ortaya atmıştır.
Yanlışlanabilirlik Kavramı
Yanlışlanabilirlik ilkesi Popper’in bilim felsefesinin temeli niteliğindedir. Ondan önce bilim için üzerinde durulan nokta doğrulanabilirlik ilkesiydi. Popper bunu tam ters bir noktadan daha tutarlı bir şekilde ortaya koydu. Bilimsel felsefe açısından bu çok önemli bir kavramdır.
Yanlışlanabilirlik kavramını anlamayabilmemiz için önce bilimdeki tümevarımı bilmemiz gerekir. Tümevarım bir mantık yöntemidir. A kuşu uçmaktadır. B kuşu uçmaktadır. C kuşu da uçabilmektedir. Öyleyse bütün kuşlar uçabilir şeklinde sonuca ulaştığınız zaman tümevarım uygulamış olursunuz. Tümevarım aslında doğrulamak demektir. Popper tümevarımın geçersiz olduğunu savundu. Şöyle ki bir milyon tane deneye uysa bile bir hipotez bir gün reddedilme ihtimalini her zaman korur. Nitekim devekuşu uçamayan bir kuştur.
Tümevarımı reddeden Popper bilim felsefesi açısından doğrulanabilirliğe gerek olmadığını, önemli olanın yanlışlanabilirlik olduğunu ortaya koydu. Örneğin bütün kuşlar uçar hipotezi için devekuşunu örnek alırsanız bu hipotez toptan çökecektir ve daha fazla deneye de ihtiyacınız olmayacaktır.
Popper Einstein İlişkisi
Popper’i en çok etkileyen bilim adamlarının başında Albert Einstein gelir. Çünkü Einstein kuramını yanlışlanabilir şekilde formüle ediyordu. Birkaç deney ile kuram şu şartları sağlamadığı taktirde yanlıştır diyordu. Daha önce birçok bilimde birçok hipotez ortaya atılmasına rağmen Einstein’ın bu yöntemi onu çok etkiledi.
Popper bilim felsefesi açısından çok önemli olan “Bilimsel Araştırmanın Mantığı” adlı eserini 1934 yılında yayımladı. Bu eser bilimsel araştırma ile ilgili birçok hakikati barındırıyordu. Eserin Türkçe tercümesi 1998 yılında çıkmıştır.
Karl Popper aynı ilkeleri doğa bilimleri ve sosyal bilimler için de kullanılabileceğini söylüyordu. Tarih araştırması ve tarih yazıcılığı ile ilgili önemli fikirler ortaya koydu. Sosyal bilimleri tanımladı. Ancak Popper bilim felsefesinin sembolü haline geldi. Onun asıl ünü bilim felsefesine olan katkılarından ileri gelmektedir. Belki de bu onu 20. Asrın en büyük filozofu yapmaktadır. Çünkü 20. Asır bir bilim asrı olmuştur.
Etiketler:
Son Eklenenler
- Tarımla İlgili Meslekler
- Matematiği İyi Olmayanlar Hangi Mesleği Seçmeli?
- Antropoloji Nedir?
- Dünyanın Kaç Türlü Hareketi Vardır?
- Toplumsal Düzeni Sağlayan Kurallar Nelerdir?
- Cumhuriyet Yönetiminin Değerleri Nelerdir?
- İklim ve Hava Olayları Arasındaki Fark
- 1 Asal Sayı Mıdır?
- Homeostasi nedir?
- 2 ile Bölünebilme Kuralı