ingilizcede En Çok Kullanılan 555 Fiil Ve Anlamları
abate: azalmak
abdicate: vazgeçmek, çekilmek, feragat etmek
abolish: yürürlükten kaldırmak
accelerate: hızlandırmak
accomplish: başarmak
account for: hesabını vermek, açıklamak
achieve: başarmak
acquire: kazanmak
act: hareket etmek
act as: -lık yapmak, etme
act on behalf of: nin lehinde
activate: harekete geçirmek
active in/on: da aktif olmak
adapt: uyarlamak
adjust: uydurmak, ayarlamak
administer: yönetmek
admonish: uyarmak
adopt: evlat edinmek
advance: ilerlemek
advertise: ilan etmek
advise: öğüt vermek
advocate: desteklemek
add: eklemek
address: hitap etmek
aid: yardım etmek
align: düz bir yere koymak
allocate: pay etmek, bölüştürmek
allow: izin vermek
amend: düzeltmek, ıslah etmek
analyze: analiz etmek, çözümlemek
anticipate: tahmin etmek, sezinlemek
apply: başvurmak
appoint: tayin etmek
appraise: değer biçmek, değerlendirmek
approve: uygun bulmak, hoş karşılamak
arbitrate: hakem sıfatıyla karar vermek
arrange: düzenlemek
articulate: açıkça ifade etmek
ascertain: tahkik etmek, soruşturmak
assemble: monte etmek, kurmak
assert: ileri sürmek, iddia etmek
assess: değerbilmek
assign (was): ayırmak, tahsis etmek
assimilate: benzetmek, özümlemek
assist: yardım etmek
assume: sanmak, üzerine almak
assure: temin etmek, söz vermek
attain: ulaşmak, erişmek
attend: devam etmek, gidip hazır bulunmak
audit: dinlemek, denetlemek
augment: artırmak, artmak
author: yazmak, yazarlık yapmak
automate: otomatikleştirmek
avoid: kaçınmak, çekinmek
backtrack: aynı yere geri dönmek
balance: dengede tutmak, karşılaştırmak
become: olmak, yakışmak
branding: markalaştırma
breakground: temel kazmak
brighten: şenlendirmek, aydınlatmak
bring: getirmek, neden olmak
bring out: ortaya çıkarmak, göstermek
budget: bütçe hazırlamak, planlamak
build: inşa etmek, kurmak
buy: satın almak
calculate: hesaplamak
calibrate: ince ayar yapmak
canvass: oy veya sipariş toplamak
catalogue: -in katoloğunu yapmak
chair: başkanlık etmek
challenge: meydan okumak
change: değiş(tir)mek, para bozdurmak
chart: tablosunu çıkarmak
check: önlemek, durdurmak, kontrol etmek
clarify: arıtmak, süzmek, açıklamak
classify: sınıflara ayırmak
clear: temizlemek, kurutmak
close: kapa(t)mak, sona erdirmek
coach: eğitmek, antrenman yaptırmak
co-author: ortaklaşa yazmak
co-develop: birlikte gelişmek
co-direct: birlikte yönetmek
collaborate: işbirliği yapmak, birlikte çalışmak
collect: toplamak, biriktirmek
co-manage: ortaklaşa yönetmek
command: emretmek, yönetmek
commend: emanet etmek, övmek
communicate: nakletmek, bildirmek, haberleşmek, iletişim kurmak
compare: karşılaştırmak
compile: derlemek
complete: tamamlamak
compose: bestelemek
compute: hesap yapmak
computerize: bilgisayarla hesaplamak
conceive: tasarlamak, kurmak
conceptualize: kavramsallaştırmak
conciliate: gönlünü almak, yatıştırmak
condense: koyulaşmak
conduct: rehberlik etmek
confront: yüzleştirmek
conserve: korumak
consolidate: sağlamlaştırmak
construct: inşa etmek
consult: bakmak
contact: bağlantı kurmak
contract: kapmak (a tutulmak)
contribute: katkıda bulunmak
control: kontrol etmek
convert: dönüştürmek
convince: inandırmak, ikna
co-operate: işbirliği yapmak
co-ordinate: koordine etmek
correct: doğrulamak
correlate: karşılıklı ilişkisi olmak, bağdaştırmak
correspond: uygun olmak, haberleşmek, yazışmak
corroborate: doğrulamak
counsel: tavsiye etmek
create: yaratmak
critique: eleştiri yazısı
culminatein: en son noktaya erişmek
cultivate: yetiştirmek
deal with: ile meşgul olmak
decide: karar vermek
decrease: azaltmak
defecate: sıçmak
defer: sonraya bırakmak
define: tanımlamak
delegate: yetki ile göndermek
deliver: teslim etmek
demand: talep etkek, istemek, hak iddia etmek
demonstrate: göstermek
denigrate: kötülemek
deploy: açmak, yaymak
design: planını çizmek
detail: ayrıntılı olarak anlatmak
detect: ortaya çıkarmak
determine: kararlaştırmak
devastate: harap etmek
develop: geliştirmek
devise: tasarlamak, icat etmek
diagnose: teşhis etmek
direct: doğrulamak
discover: keşfetmek
discredit: kötülemek
discuss: tartışmak
disestablish: yerinden etmek
disparage: kötülemek
dispense: dağıtmak
display: göstermek
disprove: çürütmek
disregard own: aldırmamak, ihmal etmek
dissect: dikkatle incelemek
distribute: bölüştürmek
divert: dikkatini dağıtmak
document: belgelemek
double: katlamak
draft: taslağını çizmek
dramatize: drametikleştirmek
draw: resmini çizmek
drawattention: dikkat etmek
drive: araba sürmek
earn: kazanmak
edit: yayına hazırlamak
educate: eğitmek
effect: etkilemek
electrify: heyecanlandırmk
eliminate: elemek
embark on: -e başlamak, girişmek
embellish: süsleyerek güzelleştirmek
empathize: kendini başkasıyla özdeşleştirmek
employ: görevlendirmek
enable: imkan tanımak
enact: yasa çıkarmak
encourage: cesaretlendirmek
enforce: zorla kabul ettirmek
engineer: değişiklik yapmak
enhance: çoğaltmak
enlarge: genişletmek
enlist: askere almak
ensure: garantiye almak
entertain: eğlendirmek
equip: donatmak
establish: kurmak, tesis etmek
estimate: tahmin etmek
evaluate: değer biçmek
examine: incelemek
exceed: aşmak
execute: idam etmek
exercise: alıştırma yapmak
exhibit: göstermek
expand: genişlemek
experiment: deney yapmak
expiate: kefaret vermek
explain: açıklamak
express: ifade etmek
extract: seçip çıkarmak
fabricate: imal etmek
facilitate: kolaylaştırmak
familiarize: alıştırmak
fashion: biçimlendirmek
figure: biçim vermek
file: sıralamak
fill: doldurmak
filter: süzmek
finance: finanse etmek
find: bulmak
fix: düzenlemek
focus: bir noktaya toplamak
fold: katlamak
follow: izlemek
forecast: tahmin etmek
forge: devir dönmek
form: oluşturmak
formulate: formulleştirmek
forward to: göndermek, sevk etmek
foster: beslemek
found: desteklemek
functionas: olarak işlev görmek
gain: kazanç elde etmek
gather: sonuç çıkarmak
generate: üretmek, oluşturmak
govern: yönetmek
graduate: mezun etmek
guide: klavuzluk etmek
handle: control altında tutmak
head: yönelmek
help: yardım etmek
hire: kiralamak
identify: tanımak
illustrate: örneklerle açıklamak
imagine: hayal etmek
implement: yerine getirmek
improve: geliştirmek
improvise: hemen söylemek
increase: çoğaltmak
index: sıralamak
indoctrinate: öğretmek
influence: etkilemek
inform: haberdar etmek
initiate: başlatmak
innovate: buluş yapmak
inspect: denetlemek
inspire: ilham vermek
install: yerleştirmek
instigate: kışkırtmak
instil: fikir aşılamak
institute: kurmak
instruct: bilgi vermek
instrument: çalgı çalmak
insure: garantilemek
integrate: bütünleşmek
interface: sınırlı olmak
interpret: yorum yapmak, tercümanlık yapmak
intervene: arada olmak
interview: röportaj yapmak
introduce: tanıştırmak
invent: icat etmek
inventory: sayım çizelgesi yapmak
invest: yatırım yapmak
investigate: soruşturmak
involve: içermek
judge: değerlendirmek
juggle: hile yapmak
justify: haklı çıkarmak
keep: korumak
kindle: tutuşturmak
launch: piyasaya sürmek, hızla atmak
lead: yönetmek
learn: öğrenmek
lecture: konferans vermek
legitimate: yasal olmak
leverage: etkilemek, kontrol etmek
liaison: bağlantı, ilişki
lift: yükseltmek
listen: dinlemek
locate: yerini öğrenmek
log/document: kaydetmek (deftere)
maintain: sürdürmek
manage: başarmak
maneouvre: manevra yap(tır)mak
manipulate: elle işlemek, beceriyle kullanmak
map: haritasını çıkarmak
market: pazarlamak
master: e hakim olmak
measure: ölçmek
mediate: arabuluculuk etmek
meetwith: biriyle tanışmak
mentor: akıl hocası
minimize: azaltmak
model: modellik yapmak
modify: değiştirmek
monitor: kontrol etmek
motivate: motive temek, harekete geçirmek
navigate: yönlendirmek, gemi yolc. yapmak
negotiate: uzlaştırmak
nominate: tayin etmek
observe: dikkat etmek
obtain: içermek
offer: teklif temek
operate: ameliyat etmek, işletmek
optimize: iyimser olmak
orchestrate: uyarlamak
order: düzenlemek
organize: örgütlemek
originate: başlatmak
outmaneouvre: etkili hareket etmek
overcome: Üstesinden gelmek
oversee: göz kulak olmak
paint: boyamak
participate: katılmak
pass: geçmek
pee: işemek
penetrate: -in içine girmek
perceive: algılamak
perfect: mükemmelleştirmek
perform: rol oynamak, yapmak
permit: izin vermek
persuade: inandırmak
photograph: fotoğrafını çekmek
pilot: klavuzluk etmek, yol göstermek
pioneer: öncülük etmek
place: koymak, yerleştirmek
plan: planlamak
play: oynamak
play a central role: merkezi bir rol oynamak
play a key role in: anahtar bir rol oynamak
play an early role: erken bir rol oynamak
position: yerleştirmek
predict: önceden bildirmek
prepare: hazırlamak
prescribe: tavsiye etmek
present: tanıtmak
preserve: devam ettirmek
preside: yönetmek
prevent: engellemek
print: yazdırmak
process: bilgisayarda denetlemek
procure: kazanmak
produce: Üretmek
profit: kar etmek
program: programlamak
project: yöneltmek
promise: söz vermek
promote: terfi ettirmek
proofread: yanlışları düzeltmek
prophecy: kehanet
propose: önermek
prospect: araştırmak
protect: korumak
prove: kanıtlamak
provide: sağlamak
publicize: halka tanıtmak
publish: yayınlamak
purchase: satın almak
pursue: peşini bırakmamak
quadruple: dört katı olmak
question: soru sormak
quote: fiyat vermek
raise: doğmak, yükseltmek
ramrod: inat etmek
rank: sıralamak
realize: farkına varmak
reason: sebep olmak
receive: almak, kabul etmek
recognize: farkına varmak
recommend: tavsiye etmek
reconcile: barıştırmak
reconstruct: yeniden kurmak
record: kayıt yapmak
recruit: işe almak
rectify: iyileştirmek
redistribute: tekrar paylaşmak
reduce: zayıflamak, azaltmak
reenlist: yeniden askere almak, işe almak
re-evaluate: tekrar değerlendirmek
refer: atıfta bulunmak
refine: arıtmak
regulate: düzene sokmak
rehabilitate: ıslah etmek
rejuvenate: gençleştirmek
relate: ilişkilendirmek
relay: naklen yayınlamak
remove: silmek
render: ifa etmek
renegotiate: yeniden uzlaşmak
renounce: terk etmek, vazgeçmek
renovate: yenilemek
reorganize: yeniden organize etmek
replace: yer değiştirmek
reply: cevaplamak
report: rapor etmek, haber yazmak
represent: simgelemek, temsil etmek
request: gerektirmek
require: dilemek istemek
research: araştırmak
resolve: tekrar çözmek
respond: yanıtlamak
restore: yenilemek
restructure: yeniden tasarımlamak
retrieve: geri almak
revamp: yenilemek, değişiklik yapmak
review: eleştirmek
revise: gözden geçirmek
revitalize: güçlendirmek
revive: yeniden canlandırmak
revolve (about): etrafında dönmek
rewrite: yeniden yazmak
risk: tehlikeye atlamak
salvage: mal kurtarmak
satisfy: memnun etmek
save: kurtarmak
save (money/time): saklamak
schedule: saatini saptamak, listeye kaydetmek
score: skoru yazmak
screen: perdelemek, elemek
secure: güvenceye almak
select: seçmek
self-finance: kendi kendine finanse etmek
sense: hissetmek
separate: ayrı yaşamak
serve: hizmet vermek
service: bakımını sağlamak
set up: kurmak
sew: dikiş dikmek
shape: biçimlendirmek
share: paylaşmak
sharpen: kesinleştirmek
shift: değiştirmek
ship: göndermek
shit: sıçmak, dışkılamak
show: göstermek
sign: işaretlemek
simplify: kolaylaştırmak
sketch: tarif etmek
solace: avutmak
solidify: sağlamlaştırmak
solve: çözmek
sort: sınflamak
spark: kışkırtmak
speak: konuşmak
spearhead: öncü olmak
specify: açıkça belirtmek
stabilize: sağlamlaştırmak
staff: eleman sağlamak
start: başlamak
stimulate: harekete geçirmek
stop: durmak
straighten: düzeltmek
streamline: verimlilik düzeyini arttırmak
strengthen: güçlendirmek
structure: yapılandırmak
study: çalışmak, incelemek
substantiate: kanıtlamak
substitute: yerine geçmek
succeed: başarmak
suggest: önermek
summarize: özetlemek
supervise: denetlemek
supply: tedarik etmek
support: desteklemek
suppose: zannetmek, varsaymak
survey: incelemek, teftiş etmek
sustain: güçlendirmek
symbolize: sembolize etmek
synthesize: sentezle birleştirmek
systematize: sistemleştirmek
tabulate: çizelgelemek
take charge of: sorumluluğunu üstlenmek
take the lead: liderliği ele geçirmek
talk: konuşmak
task with/to: görevlendirmek
teach: öğretmek
tend: eğilim göstermek
test: test etmek
tighten: sıkılaştırmak
time: zamanlamak
train: eğitmek
transcribe: uyarlamak
transfer: çevirmek
transform: dönüştürmek
translate: tercüme etmek
transmit: göndermek
travel: yolculuk etmek
treat: davranmak, elden geçirmek
triple: üç kat artmak
troubleshoot: sorunu bulup gidermek
tutor: özel öğretmen
type: daktilo kullanmak
uncover: meydana çıkarmak
understudy: dublörlük yapmak, yedek aktör
undertake: üstlenmek
unify: birleştirmek
unit: birleşme
unleash: salmak, salıvermek
update: güncelleşmek
upgrade: yükselmek
use: kullanmak
utilize: kullanmak
validate: onaylamak
verbalize: açıklamak
verify: doğruluğunu kanıtlamak
vilify: yermek, kötülemek
vitalize: yeniden hayata döndürmek
volunteer to/for: gönüllü olmak
wade: geçmek
wash: yıkamak
weigh: tartılmak
win: kazanmak
withstand: karşı koymak
work: çalışmak
wring: bükmek, sıkıp suyunu çıkarmak
write: yazmak
yield: teslim olmak, ürün vermek
- Present Continuous (I am doing) - Şimdiki Zaman
- Present Simple (I do) - Geniş Zaman
- Simple Present ve Present Continuous Arasındaki Farklar (Simple Present vs Present Continuous)
- Past Simple (I did) - Geçmiş Zaman
- Past Continuous (I was doing) - Süregelen Geçmiş Zaman
- Present Perfect Tense
- Present Perfect Tense ve Past Tense Arasındaki Farklar
- Present Perfect Continuous Tense
- Past Perfect Tense
- Past Perfect Continuous Tense
- Future Tense
- Future Continuous Tense
- Future Perfect Tense
- Future Perfect Continuous Tense
- Passive Voice-Edilgen Yapı
- YDS'de En Çok Çıkan 444 Kelime
- YDS'de En Çok Çıkan 555 Fiil
- YDS'DE EN ÇOK ÇIKAN 1111 KELiME VE TÜRKÇE ANLAMI
- Tıp Dil Sınavı İçin En Önemli 2222 İngilizce Kelime Ve Anlamı
- ingilizcede en çok kullanılan 3333 kelime
- İngilizcede En Çok Kullanılan 22222 Kelime
- Irregular Verbs-Düzensiz Fiiller