Elektrolit Nedir?
Kimya bilimi açısından elektrolit kavramı çok önemlidir. Ancak elektrolit biyoloji biliminde de geçen daha geniş bir kavramdır. Örneğin günlük hayatımızda "elektrolit kaybı" ifadesini kullanırız. Bütün bunları açıklamak ve konuyu netleştirmek için elektrolit nedir iyi bilmemiz gerekir.
Normalde saf su elektriği iletmez. Ancak çeşmelerden akan suyun elektrik iletkenliği vardır. Çünkü suda çeşitli elektrolitler bulunmaktadır. Tamamen saf su elde etmek için suyu bunlardan arındırmak gerekir.
Elektrolit Maddeler
Yukarıda elektrolitin tanımını yaptık. Şimdi de biraz elektrolit maddeler üzerinde duralım.
Bütün iyonik bağlı bileşikler ve bazı polar kovalent maddeler elektrolit özellik gösterir. Örneğin tuzlar iyonik bağlı bileşikler olduğu için tuzlu su çözeltileri elektriği iletir. İyonik bağlı bir bileşik ya da tuz suda çözündüğü zaman su + ve - yüklerle dolar.
Örneğin sofra tuzunu suya attığımızda şöyle bir iyonlaşma görülür: NaCI → Na+ + Cl- bu şekilde su iyonlarla dolar. Hareket eden iyonlar elektriğin iletilmesini sağlar.
HCI bir asittir. Kovalent bağlı olmasına rağmen polar yapıdadır. Yani H kısmen +, CI ise kısmen - yüklenmektedir. Bu nedenle Suda HCI → H+ + Cl- şeklinde iyonlaşır ve elektrolit özelliği gösterir.
Demek ki asit, baz ve tuzlar elektrolit maddelere örnek olarak gösterilebilir.
Peki, saf su elektriği hiç mi iletmez? Aslında saf su da tek başına çok düşük de olsa bir iletkenlik gösterir. Bunun sebebi suyun da kendi kendine düşük oranlarda iyonlaşmasıdır. H2O → H+ + OH- şeklinde iyonlaşır. Ancak oda sıcaklığında iyon derişimi 10-7 olmaktadır. Bu da iyonlaşmanın çok az olduğunu göstermektedir. Yani saf su kötü bir iletkendir.
Not: Bazı iyonik bağlı bileşikler suda çözünmezler. Buna rağmen eridiklerinde elektrik akımını ilettiklerinden yine elektrolittirler.
Elektrolit Kaybı ve Biyoloji Açısından Elektrolit
Yukarıda bahsettiğimiz bilgiler daha çok kimyanınn alanına girmekteydi. Ancak sağlığımız açısından çok önemli olan elektrolitlere bir de bu açıdan bakalım.
Nasıl ki iyonlaşma elektrik akımının iletilmesini sağlıyor ise bizim vücudumuz için de bu durum geçerlidir. Vücudumuzda sinirsel iletim bir elektrik mekanizmasıyla sağlanmaktadır. Bu nedenle sinirsel iletim için sodyum potasyum iyonlarına ihtiyaç vardır. Na+ ve K+ iyonları vücutta oluşan bütün uyarıların iletilmesinde kullanılan çok temel elektrolitlerdir.
Minerallerin vücudumuz açısından çok önemli olduğunu biliyoruz. Sağlıklı bir beslenme düzeni içerisinde yeteri kadar minerale de yer vermelidir. Minerallerin önemli bir kısmı vücutta elektrolit olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda enzimlerin yapısına da kayılan bu inorganik maddeler, vücutta çok miktarda bulunsalar dahi işlevleri çok önemlidir.
Elektrolitlerin görevlerini saymakla bitiremeyiz. Ancak en önemli görevlerinden bir tanesi de vücut iç dengesinin ve kan akışının sağlanmasıdır. Bu nedenle vücudumuzda su ve mineral dengesinin sağlanmasıdır.
Kas kasılmasında da mineraller ve elektrolitler çok önemli rol oynamaktadır.
Sodyum, magnezyum, potasyum gibi elektrolit mineralleri ne fazla ne de eksik almalıyız. Fazla tuzlu beslenmek vücutta sodyum fazlasının oluşmasına, suyun ödem şeklinde tutulmasına ve yüksek kan basınca neden olur. Ancak hiç tuz almazsanız da elektrolit kaybı nedeniyle bedensel işlevlerinizi yerine getiremezsiniz.
Etiketler:
Son Eklenenler
- Tarımla İlgili Meslekler
- Matematiği İyi Olmayanlar Hangi Mesleği Seçmeli?
- Antropoloji Nedir?
- Dünyanın Kaç Türlü Hareketi Vardır?
- Toplumsal Düzeni Sağlayan Kurallar Nelerdir?
- Cumhuriyet Yönetiminin Değerleri Nelerdir?
- İklim ve Hava Olayları Arasındaki Fark
- 1 Asal Sayı Mıdır?
- Homeostasi nedir?
- 2 ile Bölünebilme Kuralı