Çevre Mühendisliği

11.09.2014 - 14:10

çevre mühendisliğiÇevre mühendisliği özellikle Türkiye’de yeni olması nedeniyle çok bilinmeyen bir mühendislik dalı.   Şuanda bir iki üniversite dışında bu bölüm lisans düzeyinde bulunmuyor ve de az kişi tarafından tercih ediliyor. Nüfusun artması kirlenmenin artmasını sonuç veriyor. Bu da demek oluyor ki gelecekte çevre mühendislerinin önemi artmış olacak. Şuanda Türkiye’de çoğu üniversite adayı için bilinmeyen bu bölümü tanıtma gereği duyduk. Bölüm Türkiye’de açıldığında akademik kadro için çevre mühendisi olmadığından genellikle kimya ve inşaat mühendisi akademisyenler bölümlerde hocalık yapmaya başladılar. Zaten çevre mühendisliğini de kimya ve inşaat bilgisi olmadan yapmak zor. Yani çevre mühendisliği biraz disiplinler arası yapı gösteren çok yönlü bir mühendislik.

Çevre mühendislerinin yaptıkları işin temelinde çevre dengesini korumak yatıyor. Günümüzde sanayi arttıkça enerji ihtiyacı artmakta, nüfus artışıyla da tüketime olan ihtiyaç artmaktadır. Doğal kaynaklar sınırlı ve hızla tükenmektedir. Küresel ısınma gibi dünyamızı tehdit eden küresel vakalar su kaynakların kurumasına neden olmaktadır. Evsel atıkların fazlalığı ve sanayi atıkların sürekli artması bu atıkların çevreye sürekli zarar vermesi ve yaşamı tehdit etmesi ortaya çok net bir ihtiyacı çıkarmıştır. Bu ihtiyaç bütün bu kötü gidişin sebeplerini inceleyecek ve en az zararla en iyi çevre dengesini sağlayabilecek sistemi kuracak kişilere duyulan ihtiyaçtır. İşte bu kişiler çevre mühendisleridir. Çevre mühendisleri temel olarak su kaynaklarını, atık sular, hava kirliliği, doğal kaynaklar gibi alanlarla uğraşırlar. Çevre mühendisleri ileriki yıllarda kendi aralarında da bu bölümlere dağılacak şekilde uzmanlaşırlar. Örneğin, kimisi doğal su kaynakları ile uğraşırken kimisi atık suların geri dönüşümü ile uğraşır.

Çevre mühendislerine olan ihtiyaç gün geçtikçe artmaktadır. Dünyada içilebilir su kaynakları sürekli azalmaktadır. Aynı zamanda tarımda kullanılabilir tatlı su da yeterli olmadığı için tarımda sıkıntılar çıkmaktadır. Bütün bunları giderebilmek için atık suları ayrıştırıp tekrar kullanılabilir hale getirmek gerekir. Gelişmiş ülkelerde atık sular yüzde 90’lara varan oranlarda geri dönüştürülmektedir. Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülkede ise bu oran şuan için yüzde 70’lerin altındadır. Tarımsal faaliyetlerde kullanılmak için atık suları filtreleyerek kullanılabilir su üretilebilmektedir. Bunun için devlet atık su dönüşüm tesisleri kurmaktadır. Bu tesislerin tasarımını da yine çevre mühendisleri yapmaktadırlar. Yani kalkınmakta olan bir ülkede çevre mühendislerine olan ihtiyaç kesinlikle göz ardı edilemeyecek düzeydedir. Ancak şunu da belirtmek gereklidir. Üniversite giriş sınavlarında düşük puanlı olsa bile bu bölüme girdikten sonra ne iş yapacağınızı önceden belirlemeniz lazım. Aksi taktirde ortada kalma ihtimaliniz bulunmaktadır. Şuanda çalışma olanakları devletle veya akademiyle sınırlıdır desek çok da yanılmış olmayız. Dolayısıyla bütün bu faktörlerin göz ardı edilmemesi gerekir. Şu da bir gerçek ki bir işi severek ve başarılı bir şekilde yaparsanız aç kalmazsınız. Yani çevre mühendisliği bölümünü tanıdınız ve ilginizi de çektiyse bir alternatif olarak kesinlikle düşünebilirsiniz.


Etiketler:
Yorumlar
Yorum Yap