Canlıların Yapısında Bulunan İnorganik Bileşikler - Webders.net

Canlıların Yapısında Bulunan İnorganik Bileşikler

03.09.2017 - 11:53

Canlıların yapısını bileşikler oluşturur. Canlıların yapısında bulunan bileşikleri organik bileşikler ve inorganik bileşikler olarak ikiye ayırırız.

Canlıların yapısında bulunan inorganik bileşikler şunlardır:

  1. Su
  2. Asit, Baz ve Tuzlar
  3. Mineraller
canlıların yapısında bulunan inorganik bileşikler

Canlıların temel bileÅŸenleri konusunda detaylı bir ÅŸekilde bütün bileÅŸikler ele alınmıştır. Şimdi inorganik bileÅŸikler üzerinde duralım.

Ä°norganik BileÅŸikler

Ä°norganik bileÅŸiklerin özellikleri genel hatlarıyla ÅŸöyledir:

  • Ä°norganik bileÅŸikler genellikle karbon içermezler.
  • Ä°norganik oldukları için canlı vücudunda sentezlenmeyip dışarıdan hazır olarak alınırlar.
  • Sindirime uÄŸramadan doÄŸrudan hücre içine geçecek yapıdadırlar.
  • Canlıda çoÄŸunlukla düzenleyici roller üstlenirler.

Su

9. sınıf biyolojide suyun üzerinde çok dururuz. Çünkü su canlı bileÅŸiminin en önemli yapıtaşıdır. Canlı hücrelerin çoÄŸunluÄŸu sudan oluÅŸtuÄŸu için organizmaların da bedenleri büyük oranda suyla kaplıdır. Bizim de vücudumuzun çoÄŸu sudur.

Suyun en önemli özelliÄŸi çok iyi bir çözücü olmasıdır. Bu özelliÄŸinden dolayı canlı faaliyetleri sonucunda oluÅŸan atıklar su ile seyreltilir. Bu sayede atık madde atımı yani boÅŸaltım daha kolay bir ÅŸekilde yapılır.

Suyun ısıl özelliklerinden dolayı vücut sıcaklığının dengede tutulması da söz konusudur. Sıcaklık artması ve azalması durumunda suyun baÄŸları kopup tekrar birleÅŸerek vücut sıcaklığını dengede tutar.

Suyun yaÅŸamın temeli olması için birçok neden vardır. Bir canlı yemek yemeden uzun süre dayanabilirken su olmadan yaÅŸamda kalabilmek çok zordur.

Ä°nsanda su dolaşımın temeli olan kanın yapısına katılır. Kana akışkanlık katılarak hareket olanağı saÄŸlanır. Bütün canlılarda suyun akışkanlığı sayesinde madde taşınması ve iletimi daha kolay olmaktadır.

Asit, Baz ve Tuzlar

Sulu çözeltilere H+ iyonu veren maddeler asit, OH- iyonu verenler ise baz olarak sınıflandırılır. Asitler ve bazlar pH deÄŸerini dengede tutarak enzimlerin uygun bir ortamda çalışmasına olanak saÄŸlar. Her enzimin belirli bir aktif pH derecesi vardır.

Tuzlar ise asit ve bazların tepkime vermesiyle ortaya çıkan nötr bileÅŸiklerdir. En çok bildiÄŸimiz tuz NaCI formundaki sofra tuzudur. Sodyum ve klor iyonu ihtiyacımız bu tuz sayesinde karşılanır.

Ä°nsanda sinirsel iletim dahil olmak üzere birçok faaliyet için iyonlara ihtiyaç vardır. Ä°yonlaÅŸma elektriksel iletim için ÅŸarttır. Asit, baz ve tuzlar suda iyonlaÅŸarak vücudun iyon ihtiyacını karşılarlar.

Midemizde bulunan hidroklorik asit etkili bir asit bileÅŸiÄŸidir. Asitlik kuvveti yüksek olduÄŸundan pH deÄŸeri düÅŸüktür. Midede mekanik sindirimde etkin rol oynar.

Bitkilerde de yine bitki türüne özgü pH deÄŸerleri bulunmaktadır. Bazı bitiler asidik toprakta yetiÅŸirken bazı bitkiler bazik topraklarda yetiÅŸir. ÖrneÄŸin biber asidik toprağı seven bir bitkidir. Tadının acı olması bunla iliÅŸkilidir.

Mineraller

Yüzde olarak ele aldığımız zaman mineraller vücutta çok az miktarda bulunan organik bileÅŸiklerdir. Ancak minerallerin oynadığı roller çok hayatidir. Bu nedenle canlılık için mineraller ÅŸarttır.

Mineraller doÄŸada hazır olarak bulunurlar yani üretilmezler. Canlıya geçer, orada görevini tamamladıktan sonra boÅŸaltımla serbest kalır ve doÄŸal döngüye katılırlar. Mineraller enzimlerin yapısına katılarak düzenleyici rol de oynarlar

Vücudumuz için en önemli mineraller ÅŸunlardır:

Sodyum

Sodyum kan akışı, sinirsel iletim ve kas kasılması için gerekli bir mineraldir. Vücudumuzda önemli oranda sodyum bulunur.

Sodyum içeren doÄŸal besinler bulunmakla birlikte sodyumu çoÄŸunlukla sofra tuzu yoluyla alırız. Sofra tuzunun kullanıldığı yemeklerle sodyum ihtiyacımızı karşılarız. Ancak tuz yemeÄŸe lezzet verdiÄŸinden ülkemizde genellikle ihtiyaçtan daha fazla tüketilmektedir.

Klor

Mide asitliÄŸinin düzenlenmesinde ve kan akışında önemli rol oynar. Sodyumla birleÅŸtiÄŸinde sofra tuzunu oluÅŸturur. Bu nedenle klor da sodyum gibi çoÄŸunlukla sofra tuzundan elde edilir.

Potasyum

Sinirsel iletimde ve kas kasılıp gevÅŸemesinde önemli bir mineraldir. Sinirsel iletim sodyum potasyum pompası denilen bir iyon sistemiyle gerçekleÅŸir. Bu nedenle potasyum sodyumla birlikte sinirsel iletimi saÄŸlar.

Ette, muzda ve bazı sebzelerde potasyum yer alır. Bu besinlerden aldığımız zaman potasyum eksikliği yaşamayız.

Kalsiyum

Reklamlarla da sık gördüÄŸümüz kalsiyum diÅŸlerin ve kemiklerin yapısına katılır. Kas kasılmasında önemli bir mineraldir. Kanın pıhtılaÅŸmasında, kan basıncının düzenlenmesinde, sinir sisteminde ve bağışıklık sisteminde önemli rolleri vardır.

Reklamlarda da hatırlanacağı üzere kalsiyum süt ürünlerinde bulunur. Ayrıca brokoli gibi bazı sebzelerde kalsiyum vardır.

Fosfor

SaÄŸlıklı kemikler ve diÅŸler için önemlidir. ATP’nin yapısına katıldığı için her hücrede mutlaka fosfor bulunur. Asit baz dengesinin saÄŸlanmasında yine fosfor etkin rol oynar.

Et, balık, yumurta ve süt gibi hayvansal gıdalarda fosfor bulunur.

Demir

Kırmızı kan hücrelerinde bulunan hemoglobinin yapısına katılır. Kana kırmızı veren bu yapıdır. Kırmızı ette vücudun kullanabileceÄŸi deÄŸerliÄŸe sahip demir bulunmaktadır. Özellikle kırmızı et tüketmeyen insanlarda demir eksikliÄŸi sık görülen bir rahatsızlıktır. Bu nedenle birçok insan demiri hap olarak takviye ÅŸeklinde alır.

Magnezyum

Kemiklerde bulunur. Protein üretimi için gereklidir. Sinirsel iletimde, kas kasılmasında ve bağışıklık sisteminde etkilidir.

KuruyemiÅŸlerde bol miktarda magnezyum bulunur. KuruyemiÅŸ yemek bu açıdan da saÄŸlığımız için önemlidir.

Kükürt

Bazı özel yapılı proteinlerin yapısına katılır. Bu proteinlerin sentezlenmesi için gereklidir. Kükürt içeren proteinleri besin olarak aldığımızda vücudun kükürt ihtiyacını karşılarız.

Vücudumuzda bulunan minerallerin en yaygın olanlarına deÄŸindik. Aslında liste bundan daha uzundur. Periyodik cetvelin neredeyse tamamının vücudumuzda yer aldığı bilinmektedir. DiÄŸer mineraller vücudumuzda daha az bulunur.


Etiketler:
  • biyoloji    
  • Yorumlar
    Yorum Yap