Hukuk ve Din Ä°liÅŸkisi
Toplumda huzur ve birliÄŸi saÄŸlama görevini çok eski zamandan beri üstlenen din kuralları, sosyal yaÅŸama büyük etkide bulunmuÅŸtur. Birçok inançta insanların yaratıcı ile iliÅŸkilerinin yanında insanların kendi aralarındaki iliÅŸkleri de düzenlenmiÅŸtir. Bu açıdan din ahiret yaÅŸamının yanında dünya yaÅŸamını da düzenlemektedir. Din ve hukuk bu tür açılardan benzer iÅŸlevleri üstlenir. Ancak yaptırım ve uygulama bakımından farklılık gösterirler. EÄŸer bu farklılık olmasaydı dinlerin yanında bir de hukuk kurallarına ihtiyaç duymazdık.
Din kurallarına uymamanın cezası çoÄŸunlukla manevidir. Allah’ın emrine uymayanlar cezasını ahirette çeker. Din kurallarına uymamanın cezası ahirette verilmektedir. Ancak hukukun bu dünyada huzuru ve adaleti saÄŸlamak gibi bir amacı vardır. Bu nedenle hukuk kuralları laik devlette yaptırım gücüyle desteklenirler. KiÅŸi iÅŸlediÄŸi günahın dini yükümlüÄŸünden dolayı vicdan azabı çekebilir. Allah’tan af dileyebilir. Ya da affedildiÄŸini hissedebilir. Ancak hukuk kuralları çerçevesinde yargılanmanın yine de yapılması gerekir.
Özetle ahiret yaÅŸamını düzenleyen kurallar ile dünya yaÅŸamını düzenleyen kurallar birbirinden ayrılmıştır. Ä°kisi birbirinin yerini tutmaz.
Hukuk ve Din kuralları
Teorik olarak hukuk kuralları ile din kuralları ayrılmıştır desek de dünyadaki uygulamalar her zaman böyle olmamaktadır. Tarihte ve günümüzde din kuralları ile yönetilen devletler olmuÅŸtur. Toplumda dine duyulan üstünlük ve egemenlik zamanla dinin devlete egemen olmasını saÄŸlamıştır. Devlete egemen olan din de hukukun kaynağı olmaya baÅŸlamıştır.
Laiklik bir devlet idaresi ilkesi olarak bir anda ortaya çıkmamıştır. Din kuralları Allah’tan geldiÄŸi için duraÄŸan kurallardır. Yeni bir peygamber gelmedikçe deÄŸiÅŸmezler. Bununla birlikte toplumun ihtiyaçları ve dinamizmi deÄŸiÅŸimi gerektirmiÅŸtir. Zamanla din kuralları insanlara yetersiz gelmiÅŸ ve insanlar hukuk kurallarını belirlemede aklı kıstas almaya baÅŸlamışlardır. Bu süreç büyük oranda Batı Avrupa ülkelerinde meydana gelmiÅŸ ve diÄŸer ülkelere yayılmışlardır. Dinin hukuk karşısında zayıflaması din kavramının zayıflaması olarak deÄŸil, dinin kural koyucu niteliÄŸinin zayıflaması olarak algılanmalıdır.
Laiklik ilkesinin ortaya çıkması ve giderek yaygınlaÅŸması sonucu laik devletlerin sayısı artmıştır. Ancak laik ülkelerde dahi toplumun inancı mutlaka devlet kurumlarına yansımıştır. Din ve inanış insanların hayatında çok önemli bir yer ettiÄŸi için hukuk kurallarının dinden beslenmesiyle ilgili talepler her zaman olmuÅŸtur.
Hukuk Kaynağı Olarak Din
Laik devlet sistemlerinde hukuk kuralları dinden ayrılmış olmasına raÄŸmen din hukuka kaynaklık etmektedir. Hukuk kuralları bilimsel niteliÄŸinin dışında toplumun ortak deÄŸerlerini temel alarak ortaya çıkar. Toplumu besleyen deÄŸerlerden biri de dini deÄŸerlerdir. Bu nedenle hukukun din ile görünür olmayan bir iliÅŸkisi bulunmaktadır.
Ayrıca hukuk kurallarının uygulanması konusunda din bazı durumlarda kolaylık saÄŸlamaktadır. Şöyle ki; hırsızlık, adam öldürme türü suçlar bütün dinlerde günah olarak kabul edildiÄŸi için toplumun bu tür kurallar konusunda uzlaÅŸması daha kolay olur. Bazı deÄŸerlerin insanlar tarafından benimsenmesi hukukun temel amacı olan adaleti ve huzuru saÄŸlama konusunda iÅŸleri kolaylaÅŸtırmaktadır.
Etiketler:
Son Eklenenler
- Tarımla İlgili Meslekler
- Matematiği İyi Olmayanlar Hangi Mesleği Seçmeli?
- Antropoloji Nedir?
- Dünyanın Kaç Türlü Hareketi Vardır?
- Toplumsal Düzeni Sağlayan Kurallar Nelerdir?
- Cumhuriyet Yönetiminin Değerleri Nelerdir?
- İklim ve Hava Olayları Arasındaki Fark
- 1 Asal Sayı Mıdır?
- Homeostasi nedir?
- 2 ile Bölünebilme Kuralı