Yeni Fizik Müfredatı
Fizik konuları artık eski müfredata göre değil yeni müfredata göre veriliyor. Temelde çoğu konu aynı olsa bile yeni fizikte bayağı bir yenilik de var. Matematik gibi çok eski derslerin değişmesi zor iken fizik zaman içerisinde değişkenlik gösterebiliyor. Yeni bir teorem veya bulgu bir formülü çürütüp yerine yenisini getirebiliyor. İşte birkaç sene öncesinde yapılan değişikliklerde 5 6 yüzyıldan kalan bilgilerin yerine 20. Yüzyılda ve sonrasında ortaya konular teoriler müfredata girmiş oldu. Yıldızlardan yıldızsılara, atomlardan kuarkalara, nükleer fizik gibi yeni konular 20. Asır ve sonrasında ortaya konan fiziği anlatıyor. Einstein’ın ve Plancık teoremleri yeni fizikte oldukça yaygın bir şekilde yerini buluyor. Zaten zor olan fizik dersine bu konuların eklenmesi iyi mi oldu tartışması birkaç açıdan yürütülebilir. Ancak şu kesin ki yeni fizik müfredatı daha kapsamlı ve daha güncel.
Farklar Neler?
Yeni fizik müfredatındaki konularda bilgi önemli bir yere sahip. Eskiden fizik kitabını açar formülleri ezberler ve matematiksel işlemlerle her şeyi halledebilirdik. Ancak şimdi özellikle son eklenen konular formüllerden ve matematiksel işlemlerden çok bilgi gerektiriyor. Soyut fiziğin de bir nebze olaya dâhil olmasıyla fizik dersi gerçekten de öğrencileri üniversite düzeyine hazır hale getiriyor. Konularda bol miktarda yazı var. Okumayı sevmeyen öğrencilerde çalışma konusunda zorluk oluştursa da öğrenmek isteyen öğrencilere gerçek bir alan oluşturuyor bu müfredat. Atomun yapısını incelemesiyle kimya ile fiziğin ilişkisi daha açık hale geliyor. Bu da aslında tabiat bilimlerinin birbirinden asla ayrı düşünülemeyeceğinin bir kanıtı. Konuların daha detaylanmasıyla birlikte artan yükü taşıyabilen öğrenciler rakiplerine kolaylıkla fark atabilir. Çünkü öğrenilebilecek çok şey var. Eğer üniversitelere yerleştirmede doğru bir ölçme ve değerlendirme yapılırsa, yani bu konular üniversite sınavlarına doğru bir şekilde yansıtılırsa o zaman öğrencilerin bu konuları kavraması daha da kaçınılmaz hale gelir.
Normalde üniversiteye gelen bir öğrenci eğer tabiat bilimlerinden birinde eğitim görüyorsa ve lisede yetişmemişse 18 – 19 yaşında sıfırdan başlamak gerçekten geç olabiliyor. Eğer öğrenci lisede kendini yetiştirmişse ki yeni müfredat buna daha uygun. Üniversitede üzerine bir şeyler koyması çok daha kolay olacaktır. Konuların fazla olması ve öğrenilecek bilginin de artması dersi her zaman zorlaştırmaz. Bazı açılardan da bu kolaylık olabiliyor. Çünkü öğrenci bir konunun bir kısmından kırpılmış bir parça gördüğünde ezberlemekle yetinmek zorunda kaldığı için ve konunun tamamını öğrenmesine imkân olmadığı için asla kendine güvenemiyor. Ancak daha detaylı verilirse konu öğrenci kendine daha fazla güven duyabiliyor. Yeni müfredatta atom altı parçacıkların incelenmesinden tutun evrenin yapısına kadar farklı farklı konulardan giriş niteliğinde olabilecek yeni konular mevcut. Şuanda lisede okuyan öğrenciler eski müfredatı zaten görmediler. Onlar için tek bir müfredat var. Eğer daha önce mezun olmuşsanız aradaki farkı anlamanız daha kolay. Şuanda yeni müfredata okuyan öğrencilerin veya sınava hazırlanan adayların yeni müfredatın yapısını ve avantajlarını kavramaları önem arz ediyor. Her şeye rağmen yeni ders kitaplarını incelediğimizde genelde eğitim kalitesinin son müfredat değişikliği ile arttığını söylemek mümkün. Tabii ki önemli olan bu müfredatın öğrencilere kavratılabilmesi. Öğrenciye öğretemiyorsanız derslerin hiçbir anlamı olmaz.
Etiketler:
Son Eklenenler
- Tarımla İlgili Meslekler
- Matematiği İyi Olmayanlar Hangi Mesleği Seçmeli?
- Antropoloji Nedir?
- Dünyanın Kaç Türlü Hareketi Vardır?
- Toplumsal Düzeni Sağlayan Kurallar Nelerdir?
- Cumhuriyet Yönetiminin Değerleri Nelerdir?
- İklim ve Hava Olayları Arasındaki Fark
- 1 Asal Sayı Mıdır?
- Homeostasi nedir?
- 2 ile Bölünebilme Kuralı