Felsefe

Bilgi Felsefesi Özet

Her insan bilme eyleminde bulunur. Felsefe bileni özne (suje), bilineni ise nesne (obje) olarak adlandırılır. Özne insanı, nesne ise somut ya da soyut bütün gerçekliği ifade eder. Sonuç olarak bilgi özne ve nesnenin etkileşiminden oluşan önermelerden meydana gelir. Bu etkileşimin oluşması için de öznenin nesneye yönelmesi gerekir. Bu yönelme bilgi aktı denir. Özne bilmek istediği her şeye bilgi aktlarıyla yönelir. Bilgi aktının türleri vardır.

Algı aktı: İnsanın olgusal dünya ile ilişki kurmasını sağlar. Duyu organları aracılığıyla gerçekleşen bu akt sayesinde nesnelerin şekli, rengi, kokusu hakkında bilgi sahibi olunur.

Anlama aktı: Mantıksal bir süreç geçirmeden bir şeyi olduğu gibi açıkça anlama aktıdır. Örneğin; bir insana bakıp onun korkmuş olduğunu anlamak gibi.

Düşünme aktı: Bütün nesnelerin alanı kaplayan bu akt nesnenin reel haline değil sembollerine yönelir. Örneğin; bir çemberin 360 derece olduğunu bilmek gibi.

Açıklama aktı: Doğadaki bütün gerçeklikleri nedenleri ve kanıtlarıyla adım adım açıklayan akttır.

Bilgi Türleri

Bilgi felsefesinin konusu olan çeşitli bilgi türleri bulunmaktadır.

Gündelik (Empirik) Bilgi

Hayatta edindiğimiz tecrübelerin sonucunda, basit gözlem ve genellemelere dayalı olarak elde ettiğimiz bilgilerdir. Örneğin; kış mevsimi geldiğinde havaların soğuyacağını bilmek gibi. Empirik bilginin belirli bir sistematiği yoktur. Gündelik yaşamı kolaylaştıran ve kişisel tecrübeler sonucu ulaşılan bilgidir. Yarar amacı taşıdığından çok değerli bir bilgi türü değildir. Ayrı bilgiler arasında kesin bir nedensellik ilişkisi kurulamaz.

Dini Bilgi

Mutlak bir hakikate şüphe duymaksızın inanma esasına dayanan sistematik bir bilgidir. Din, kanıtlanamayacak bir kesinlik olduğu için tartışmaya açık değildir ve dogmatiktir. Toplumsal hayatı belli ölçüde düzenleyecek esaslara ve ritüellere dayanır. Dini bilgi gözlem veya deney yoluyla test edilmeye açık değildir.

Sanat Bilgisi

Sanatçı ve yaratısı olan nesne ile ilişkisinden meydana gelen bilgidir. Fayda esasından çok haz esasına dayanır. Sanat insanın hayal gücüyle ilişkili olduğu için sanatı sınırı çizilemez. Bu yüzden sanat bilgisi de farklı araçlardan yararlanarak sayısız ürünler ortaya koyabilir. Sanat bilgisi düşünce ve algıyla da ilintili olduğundan, sanat eseri oluşturulduğu zaman diliminin etkisini taşır.

Teknik Bilgi

Evrende mevcut olan nesnelerin bir amaca yönelik olarak araca dönüştüren bilgi türüdür. Anlama ve anlamlandırma ihtiyacından çok hayatı kolaylaştırma ihtiyacını giderir. İnsanın evrende daha çok güç sahibi olmasına olanak sağlar. Bilimsel bilgiyle teorik açıdan elde edileni pratiğe döker. Teknolojinin tarih çizgisi içinde gelişmesi bu bilgi türüyle alakalıdır.

Bilimsel Bilgi

Evrendeki olay ve olguların bağlı olduğu determinist düzeni açıklayarak genel yasalara ulaşmayı amaçlayan bilgilerdir. Bilimsel bilgi, her türlü inanç, tutum ve değer yargısından bağımsız olduğu için nesneldir. Olgularla ilgili genel geçer olabilecek kuramlar ortaya koyduğu için genellenebilirdir. Bilimsel bilgi içerisinde tutarsızlık ve çelişkiye yer vermez yani akla dayanır. Deney ve gözlemle desteklendiği için kesindir. Aynı zamanda bilimsel bilgi daha önceki verileri kullanarak yeni bilgiler edinmeyi amaçlar. Bu da bilimsel bilginin birikimli olarak ilerlediğini gösterir.

Felsefi Bilgi

Hayatın ve hayatın içindeki olguların anlamını ve değerini araştırıp bulduklarını sorgulayan bilgi türüdür. Felsefi bilgi sorgulayıcı ve eleştirel olduğu için hiçbir şeyi olduğu gibi kabul etmez. Tutarlı olmak felsefi bilgi açısından oldukça önemlidir. Mantıksal çelişkiler felsefi bilginin içinde barındırılamaz. Felsefi bilgi, onu ortaya koyan filozofun kişisel çabasının ürünü olduğu için özneldir. Ancak içeriğinin insanlığın tümü ile alakadar olmasından dolayı aynı zamanda evrenseldir. Bilimsel bilgiden farklı olarak felsefi bilgi, deney ve gözlem yoluyla kanıtlanamaz. Ancak deney ve gözlemin bize sunduğu verileri kullanabilir.

Bilgi Felsefesinin Temel Problemleri

Bilgi kavramı çerçevesinde bilgi felsefesinin birçok problemi vardır. Doğru bilginin mümkün olup olmadığı, eğer mümkünse kaynağının ne olduğu hep tartışılmıştır. Sofistler bilginin öznel olduğunu yani nesnel biçimde gerçek bilginin olmadığını savunmuşlardır. Socrates, Hegel ve Descartes gibi filozoflar da akılcı bir bakış açısıyla doğru bilginin var olduğunu, insanın bu bilgiyi ortaya çıkarmak için çaba göstermesi gerektiğini savunmuşlardır.

Bununla birlikte çeşitli filozoflar bilginin kaynağı için farklı yaklaşımlar ortaya koymuşlardır. Bazıları doğru bilginin deney yoluyla elde edilebileceğini savunurken bazıları da sezgi yoluyla bilgiye erişilebileceğini savunmuştur. Bu farklı yaklaşımlar duyumculuk, olguculuk, eleştiricilik, sezgicilik ve şüphecilik gibi düşüncelerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Yorumlar
Sen de Yaz